Kekik kokar dağları, Hüzün dokur ağları.
Giden geri gelmez hiç, Geçti vuslat çağları.
Budak vurdu elimi, Suya verdim dilimi.
Bu denizin hışmı bak, Büktü benim belimi.

Bulut çöker başına, Zehir katar aşına.
Kimse bakmaz garibin, Gözündeki yaşına.
Kuş uçmaz kervan geçmez, Yara derin, kan dinmez.
Bu dert öyle bir dert ki, İçmeyene görünmez.

Yollar bitti, iz bitti, Gönlümdeki köz bitti.
Söyleyecek ne kaldı? Kelam bitti, söz bitti.
Akşam çöker karalar, Sızlar eski yaralar.
Gurbet denen bu kuyu, Ruhumuzu paralar.

Yüce dağlar yol vermez, Ecel gelir hal vermez.
Öyle bir gidiş ki bu, Mevsim geçer, dal vermez.
Göç eyledi kervanlar, Yıkıldı han, eyvanlar.
Benim gibi yanar mı, Ateş içse kervanlar?

Bitti yolun yarısı, Geldi hesap sırası.
Kapanır mı sanırsın, Şu yüreğin yarası?
Kekik koksun dağların, Hüzün olsun ağların.
Vuslat mahşere kaldı, Geçti artık çağların...