2
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
39
Okunma
Takvim soğur önce,
sonra insan.
Gün kısalır,
geceler uzar
ve içimde bir yer
hep akşamüstü kalır.
Aralık gelir…
Bir ay değil bu,
bir hatırlayış.
Yarım kalan cümleler
düşer cebimden,
“keşke”ler üşür.
Camlar buğulu,
bakışlar geçmişe.
Birini değil,
kendimi bırakmışım meğer
bir mevsim öncesinde.
Ayrılık takvim bilmez derler,
ama Aralık’ta
daha sessiz olur.
Kimse sormaz
neden sustuğunu,
neden gülüşün eksik.
Herkes yeni bir yıla koşarken
ben eski yaralarımı
katlarım içime.
Sokaklar ışıl ışıl,
içim loş…
kim fark eder?
Belki de mesele
ne Aralık
ne ayrılık.
Mesele,
kendinle aynı odada
kalabilmek.
Ve evet…
Aralık geçer.
Takvim değişir.
Ama bazı gidişler
mevsim tutar.
Yine de
bilirim:
Her en uzun gecenin
bir sabahı vardır.
Ve bazı başlangıçlar
en çok
üşüyünce filizlenir.
5.0
100% (2)