YağmurŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Yoksun aslında sen
Ey ben! Hiç olmadın ki.. Damlalar bir deli çığlık misali Sessizliğime çığ gibi düşer Ve çarpar yağmur beynimin duvarlarına Yağma, yağma ne olur, dur! Unutmaya çalıştığım acılarıma Umudumun yarınlarına yağma Islanır üşür düşlerim.. En kuytulara sığınır gizlerim. Yama üstüne yama tutmayan Sökükleri bol bir hayatın içindeyim Bir de kırıksa ellerim ve dahi dizlerim İşte o zaman ürperir.. Titrer, gözbebeklerimdeki çocuk Yazmasın mı ellerim? Kırmalımıyım tüm kâlemleri Yırtmalıyım belkide, dolu boş bütün beyaz sayfaları Ah! unutabilirmiydim ki Yıllarımı çalan ve acı veren arsız geçmişimi Kimbilir... Yağmur birikintilerinde aradım hep âşk’ı Nehir olup çağlayamadım Karışamadım göllere ve denizlere Kurudum.. kurutuldum.. Bir küçük tohum bile yeşertemedim Çatlamış topraklar hep kanımı emdi Sarılamadım bir ağacın köküne Uyuyamadım akşamları huzur içinde Yağmur! yağma ne olur dur Yağdırma lânetini gülüşlerime Silme ruhumda yol bulan ayak izlerini Yağma benliğime n’olur Akıtma hislerimden... beyaz bir güvercine ram olmuş hayâllerimi -Yağma aydınlıklarıma, sevinçlerime yağma! sarartma ufuklarımı- Üşüyorum şimdi.. Üşüyorum! Hani ellerim...ellerim nerede? 18 Kasım 2008 /10:25 Emine Genç |
Gerçeklerle yüzleşmek istiyorsan, ona ihtiyacın var!
Bırak girsin dünyana...