SIDOM!
Şimdi gez yalın ayak, başı açık imgelerimin arasında Sıdo’m!
Bir avuç gözyaşında değildir gözüm, kurban olduğum! Tek damlası yeter Hadi dök yüreğime Dök ki, boğulsun ne kadar tanrı adı varsa sersefil yüreğimde! Anla Sıdo’m Boğulmazsa tanrılar ben boğulacağım! Hem de piçliğe soyunmuş her kulun gözbebeğinde Ben öleceğim, ben! /ruhların raksında çengi/ bol keseden alkışlar arasında Ki kaybolacağım Sıdo’m! Pus bir gecenin pusuya yatmış en namussuz vaktinde Duy ne olursun... Gözlerim bağlı, gözlerim dağlı Dokunma gözbağıma gözlerim üşür Sıdo’m! Gözlerim ki, arsız dilimin baş düşmanı, ürkek Dilim dilim Dilim ki, kördüğüm Şimdi, güne baksam, beter Ziyası yitik zamanlar düşer alnımın ortasına biliyorum Geceye dalsam, saniye saniye bir azman peşte, keder Üşüyorum Sıdo’m üşüyorum Sen üryanlığımı giydir yeter! Anladın, biliyorum… Yine sıtma nöbetli anları arşınladığımı, tükendiğimi Ve dallı güllü pazen entarinin eteklerine yapışmayı özlediğimi Bak işte Kırıştı tenim Güz buralarda uzun mu sürecek Sıdo’m? Ne zaman düşecek toprağa ardında bıraktığın tohum! Şimdi gez yalın ayak, başı açık imgelerimin arasında Sıdo’m! Bir avuç gözyaşında değildir gözüm, kurban olduğum Bul beni yeter! Allah kerimdir… 18 Kasım 2008 ... |
Hararetli anlatımı çok beğendim. Tebrikler.