0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
33
Okunma
Senin aklın bir bahçe, her düşünce bir çiçek,
Zaman ötesi bilgelik, sessiz bir gökkuşağı.
Ama istemiyorum Nihal’im, çünkü o bahçede kaybolmaktan korkarım,
Her gülün kokusu beni kendi hiçliğime götürür.
Ruhun bir nehir, karanlıkta bile parlayan,
Acıyı bile bir şarkıya dönüştüren bir sihir.
Ama istemiyorum Nihal’im, çünkü o nehirde boğulmaktan korkarım,
Sularında kendi yansımamla yüzleşmek beni ürpertir.
Kalbin bir ateş, yanan ama ısıtan,
Dünyanın soğuğuna ince bir direniş.
Ama istemiyorum Nihal’im, çünkü o ateşte yanmaktan korkarım,
Alevleri hakikatin ta kendisi, ben ise gölgelerde yaşarım.
Değerlerin bir dağ, sağlam ve yüce,
Dürüstlüğün rüzgârı, sevginin zirvesi.
Ama istemiyorum Nihal’im, çünkü o dağa tırmanmaktan korkarım,
Yükseklik baş döndürür, düşersem paramparça olurum.
İnsanlığın bir dua, sessiz ve derin,
Acıya sabrın, sevgiye özlemin sonsuz.
Ama istemiyorum Nihal’im, çünkü o duada erimekten korkarım,
Kendimi kaybederim, sen olurum belki de...
Ey Nihal’im, ey ruhumun en gizli köşesinde saklı,
Sakın dönüp de beni korkularımla yüzleştirme,
Çünkü sen dönersen, tüm korkularım ölür,
Ve o zaman seni istemekten başka çarem kalmaz...