1
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
143
Okunma
Pencerelere buğulanmış neşe kırıntılarına banıyorum ekmeğimi,
Hep bir açlık mevzusu gülücüklerden yana,
Hep bir gönül gurultusu göğsümde,
’Tenhalığın gümbürtüsü’ desem daha isabetli olur!
Her ayak bastığım sokak
Yalnızlığın nidalarıyla tanışıyor,
Tabi ki de memnuniyetsizlikle,
Benden uzaklara taşınıyor
Mutluluğun tüm emareleri,
Arkalarında eskitilmiş güzelliklerin,
Çöplüklerini layık görerek.
Bir musibet gibi işgal ediyor her yeri,
Boşluğumdan kaçışan haşereler,
Gecelerin bile alındığı,
Tedirginliği doğuruyor gölgelerimin kalınlığı,
Sevinçleri seyrediyorum,
Nasipsizliğimin kuyularından;
Gözlerim kamaşarak,
Yine nezaretime atan,
Beni iten ellerle tutuklanarak,
Soğuk duvarlarımla kucaklaşarak,
Giyilmiş dostlukların yamalarıyla,
Tabi ki de aynılığı çalacağım yerden yere,
Yetersizliğin bile suyunu çıkararak,
Tabi ki ayrılığı bile şahlandıracağım,
Yoksulluk böyle bir şey olsa gerek.
5.0
100% (1)