1
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
113
Okunma
Yalnızlığımın kollarında terleyerek gecelere,
Gecelerden şafakların uçlarına kadar,
Hep aynı umutlu bakışlarımın;
Yüksek bir mevkiden,
Bulutlardan düşmesini seyrederek,
Işık huzmelerinin erişemediği karamsar yanlarımdan,
Çıkmalıyım dışarıya
Tımarhanelerimden uzaklara,
Bahçelere ormanlara girip,
Boğulmalıyım yeşilin göz bebeklerini okşayarak,
Savrulmaktan yorulduğumu söylediğimde
Çok mu zayıf duruyor,
Dudaklarımın kenarlarından süzülen her bir düşkünlük,
Ölümün ellerini tutup dolaşmayı istiyorum,
Sonsuzluğun bitişiğinde,
Bacaklarımdaki bu amansız güç,
Yıkılmış ruhumu kaldırmaya yetebilir mi?
O korkmayı unuttuğum tepelerden
Karanlığa bakarken tükenmişlikle
Kutsal bir el insaf edip;
Sırtımdan itebilir mi?
Küllerimden yine çirkinliği yoğuran ifadelerimde,
Arzusuz kalp atışlarım
Paçavra teşebbüslerimden herhangi birini seçebilir mi?
Yarınlarım için:
Sırf uyanabilme bahanesiyle
Rüyasızlığın çöllerinde
Benim için dikilen elbisenin kefen olduğunu kabullenip,
Topraksızlığın, yersizliğin tarifini temsil eden göçebe hayallerin,
Ufalanarak yok oluşunu seyredebilir mi?
Başka bir dünya, kendisini ateşlere vermeden,
Her şeye rağmen durabilir mi içimdeki deliler,
Yine bir dağı devirmeden,
Vazgeçebilirler mi sonunda şu sevme işinden!?
5.0
100% (4)