0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
44
Okunma
Aynalar beni unuttu bu sabah,
Camın arkasında ne yüzüm var ne sesim.
Bir buğu gibi silindim dünyadan,
Kendi suretim bile beni terk etti.
Gözlerim bir zamanlar anlatırdı,
Artık kelimesiz, ifadesiz kaldı.
Bir bakışın bile gölgesi yok bende;
Çünkü yansıyamayan ben,
Görülmeyi çoktan unuttu.
Bir duvar kadar soğuk bedenim,
Kendine çarpar, yankı bile çıkarmaz.
Rüzgâr geçer içimden habersiz,
Bir yaprak düşer alnıma sessizce.
Beni aynalarda arama artık,
Orada sadece dünden kalma bir sis var.
Bir suret değil o bir anı,
Bir nefesin gölgesi, bir boşluk.
Ne kadar silinir insan bir hayattan?
Ben cevabı bilirim, çünkü silindim.
İsmim bir duvarda çatlak,
Sesim bir pencerede yankısız kalır.
Bir kadın vardı gözlerimde bir vakit,
Gülüşü aynaları parlatırdı.
O gittiğinde, bütün camlar karardı
Ve ben karanlıkta kaldım kendi yüzümle.
Zaman, beni tanımıyor artık,
Fotoğraflar bile sırtını döndü.
Bir suretim vardı bir ara,
Şimdi gölgem bile bana bakmıyor.
Bir çizik kalmış yanak kenarımda,
Bir ismi unuttuğumdan belki.
Her çizik bir hatıra değil artık,
Her çizik bir silinişin izi.
Düşlerimde yüzüm yok,
Sadece sesim kısık, yabancı, kırık...
Kendi adımı söylesem bile,
Tanımam artık, ben değil o.
Bir aynaya dokundum dün gece,
Parmak uçlarım kayboldu cama.
Belki de cam, benden korktu biraz,
Çünkü hiçbir şey yansıtmamak da bir lanet.
İçimde yankılanır bir soru;
“Yüzsüz olmak mı daha acı,
Yoksa yüzünü tanımamak mı?”
Cevabım her defasında sessizlik olur.
Aynalar kırılınca anladım,
Ben camın içinde değilmişim.
Ayna değilmiş beni gösteren,
Karanlığın içindeki parçaymış meğer.
Ve şimdi biliyorum,
Yansımamak bir eksiklik değil,
Bir tür özgürlük belki,
Çünkü kimse göremez seni, sen bile.
HABİB YILDIRIM / BÂİN-İ ADLÎ
(30 Ekim 2025)
5.0
100% (1)