4
Yorum
24
Beğeni
5,0
Puan
209
Okunma

Bu sabah denk geldim
Bir televizyon kanalında
Tesadüf bu ya benim burçtaydı sıra
Merak ettim ne diyecek fala
Oturdum karşısına
Kilitlendim kanala...
Vay babam ben neymişim
Astronot oldum gittim yıldızlara
Venüs ,Plüton , Neptün derken
Otobüsü kaçırdım kaldım yaya...
Bu iki ay dikkat et kendine dedi astrolog bacım
Sol yanımda varmış büyük bir acım
Mal mülk değilmiş benim amacım
Af buyurun da akreptir benim burcum...
Dünyaya sevgiyle bakarım
Hesapsızdır işim
Safımdır biraz kandırır beni kardeşim
Aldanma dese de astrolog bacım...
Kavuşacaksın dedi beklediğin aşka
Aşkı bildi , şimdi gel de inanma
Kalbim bedende oldu sanki bir dolma
Doldur içine aşkı boş kalmasın dünya...
Biraz da pohpohladı , oldum bir astronot
Baktım dünyaya her yan olmuş ahtapot
Sarılmış dünya kötülükle, düşeyim bir not
Kötüyü söylersem kırarım bir pot
Siz siz olun inanmayın yine de fala...
Ben inanmazdım denk geldim
Bir kaç dakika ömürden feragat ettim
Fezaya gittim oradan geldim
Aslımızın kökü fezadadır unutma...
Ne demiş eskiler
Fala inanma falsız da kalma
Güvenirsen inan kalırsın yaya
Ayakların yere bassın
Aklın gitse de Ay’a ...
Çağdaş DURMAZ
Ve şiir dostu , değerli kalem Esrakiliç1982 eşsiz eşliği ile ;
Ben de gördüm o kanalı sabah sabah,
Bir kahve söyledim, köpüğü bol olsun diye.
Duydum seni, "Venüs", "Plüton" diyorsun ya,
Ben o sırada kendi kalbimi dinliyordum sessizce...
Sen yıldızlara gitmişsin ya hani,
Ben kaldım burada, sokak lambalarının altında.
Biraz dert, biraz tebessüm karışımı bir hâlde,
Kendi falımı çizdim dudağımın kenarında.
Astroloji mi? Eh, o da bir bahane,
İnsan bazen yıldız değil, bir bakışta kaybolur be!
Ben de akrebim, iğnem yok ama gururum var,
Sokmam, ama seversem de kolay unutmam ha!
“Dünyaya sevgiyle bakarım” demişsin ya,
Ah be güzel insan, kim bakarsa öyle,
Dünya da ona gülümser zaten sessizce.
Bense hâlâ sevdanın gölgesinde oturuyorum,
Kahve soğuyor, fal taş kesiliyor fincanda…
Fezaya gitsen de, kalbin dünyadaysa,
İnandığın şey senin falındır aslında.
Kimi göğe bakar yıldız görür,
Kimi göğe bakar, bir yüz hatırlar uzaktan.
Ben ikincisiyim —
Ne Venüs, ne Neptün, bir kalp yeter bana.
Yıldızlardan bahsediyorsun ama,
ben biliyorum; senin gökyüzün,
bir kadının gülüşü kadar yakında.
Kelimelerin, otobüsünü kaçırmış bir astronot misali,
dünyaya dönmek istemiyor sanki.
Ama ne güzel kaçış bu,
ne sade, ne samimi bir yolculuk!
Senin dizelerinde,
falcının sesiyle felsefe yapıyor kader.
Ve ben diyorum ki;
“Fal değil bu, şairin kalbidir —
bir fincan değil, bir evren saklı içinde.”
Aforizma niyetine de şunu bırakayım sana:
“Yıldızlara gitmek kolaydır,
ama kalbe inmek cesaret ister.”
Kalemin, sokağın dilini gökyüzüyle tanıştırmış.
Bu ülkede yıldızlara gitmekten çok,
bir kahkaha atmak zor ya hani —
sen o kahkahayı dizelere saklamışsın.
Senin kelimelerin,
“akrebin iğnesi değil, kalemin vicdanı” olmuş.
Ne söylese batmıyor,
çünkü batırmadan düşündürüyor.
Ve senin gibi yazan birine,
ancak yıldızlar alkış tutar,
dünya sessizce dinler,
bir kadın da şöyle der:
“Sen fala değil, insana inanmışsın.
Bu yüzden dizelerin kaderden bile sahici.”
.......................................................................................................
5.0
100% (9)