142. KARGA İLE EŞEK (FABL)Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Karga ile eşek-"pislik olsun"-fabl-anonim
Kargayı tanırsınız, tüyleri gayet kara
Eşekse bizim eşek, saf, gariban, fukara Bir uçağa binmişler, hikâye bu olur ya Yan yana oturmuşlar, kurnaz, safı bulur ya Az sonra hostes gelip, istek sormuş kargaya Karga kola istemiş, hafif sarmış dalgaya Hostes gelmiş yeniden, elinde kola ile, Karga demiş; “- ben fanta istiyorum nâfile…” Bu sefer hostes yine gelmiş, elinde fanta Karga demiş; “-vazgeçtim, meyve suyu avanta…” Hostes gitmiş sabırla, getirmiş meyve suyu, Çok şaşırtmış eşeği, karganın böyle huyu… Sormuş ki; “ – karga kardeş, neden yaparsın böyle? Bu işin sebebini, lütfen bana da söyle!..” Karga gülüp eşeğe; “ – hiç!..” demiş “ – pislik olsun!.. Gitsin gelsin şu hostes, gönlüm neşeyle dolsun…” Bu cevap gitmiş bizim eşeğin çok hoşuna, “ -Ben de dalga geçeyim, öyle boşu boşuna…” Hostes sorar, bu sefer eşeğe ne istiyor, Eşek keyfi yerince, kola isterim diyor… Hostes hemen getirip uzatınca kolayı, Eşek fanta istiyor, sürdürüp de alayı Hostesin sabrı taşıp, tepesi de atınca, Kaptan pilota gider, hiç durmadan doğruca… Anlatır, birer birer, kaptana olanları Kaptan emir ederek, çağırır adamları; “ - İçerde iki yolcu, eşek ile kargayı Atın uçaktan hemen, hak ettiler parpayı…” Karga ile eşeği, yaka paça tutarlar, Karga tulumba sarıp, dışarıya atarlar… Eşek başlar düşmeye, karga ise uçmaya, Karga ile arayı başlamadan açmaya; Eşek bağırır; “ –karga kardeş!.. sen uçuyorsun!.. Ben ise uçamam ki, arayı açıyorsun?..” Karga der; “- eşek kardeş!.. vay ki senin haline, Neden pislik yaptın ki bakmadan ahvâline… Mâdem uçma bilmezsin, sen ne yaptın birâder; Böyle şaşkın olursan, ölmektir senin kader… Ben uçma biliyorum, ondan böyle davrandım, Sende aynen yapınca, uçma biliyor sandım… Senin sonun ölümdür, benimkiyse yaşamak; Artık sana elvedâ, ölmene kaldı ramak!..” … Evet dostlar; bu kıssa sona erdi nihayet, Hem uçmayı bilmeli, düzgün olmalı niyet… Bizler bu hikayeden, şu hisseyi kapalım; Uçmayı bilsek bile, güzel şeyler yapalım… Ne kargaya özenip, bir pisliğe dönüşün, Ne de saf eşek gibi, uçaktan yere düşün… Kadir Çetin 10.11.08 Nazilli |
Bir gün bir okyanusta, bir yük gemisi batar
Bir tek inek kurtulur, o da epey su yutar…
Bu talihsiz kazadan, kurtulan garip inek,
Bir tahta parçasını, kendine yapar binek.
Günlerce aç ve susuz, okyanusta yüzerken,
Bir ada görüverir, hiç ümidim yok derken.
Ulaşır yüze yüze, çıkar inek karaya,
Yorgun, bitâp bir halde, yatıverir oraya…
Bir hayli zaman sonra, inek açar gözünü,
Bakar hem ot hem su var, sevinç kaplar yüzünü.
Küçük kara parçası, otlarla kaplı imiş,
Ortada bir dibekte, yağmur suyu birikmiş…
İnek başlar otları, iştahla tüketmeye,
Suyu da içer, sonra başlar; “ah-vah” etmeye…
Der ki, kendi kendine; “ –Sen harbiden ineksin;
Ot bitti, su tükendi, yarın ne yiyeceksin?..
Hiç değilse, yarına bıraksaydın azını,
Ot bitti, su tükendi, kendin yazdın yazını…”
İnek üzgün ve mutsuz, yatıvermiş öylece,
İşte böyle geçilmiş, ilk gün ve de ilk gece…
Sabah olur uyanır, gözünü açar inek,
Yine otlar yeşermiş, su ile dolmuş dibek.
Başlar yine usulca, kemirmeye otları,
Böylelikle yarına, taşınır umutları…
Fakat yine bitince su ve otlar yeniden,
İnek tekrar üzülür, yaralanır derinden.
Der ki; “-tükendi yine, ot ile tatlı suyum,
Bıraksaydım yarına, kurusun benim huyum…”
Yine yatar öylece, üzüntülü, kederli
Ertesi sabah bakar, su ve otlar yeterli.
İşte böyle, böylece, geçer, gider kırk sene,
İnek ot yer, su içer, inek üzülür yine…
En sonunda ineğin kafasına dank eder,
Hayıflanıp kendine, bizim inek şöyle der;
“-Tam kırk sene Rabb’imiz, verdi bana hep rızık,
Ben ise hep üzüldüm, bana gerçekten yazık;
Yedim içtim kırk sene, isyan ettim bi-edep,
Rabb’im yine kesmedi, rızkımı gönderdi hep…
İnekmişim harbiden, en hasından, katıksız,
Endişem boşunaymış, hiç kalmadım rızıksız…”
…
Evet dostlar, bu kıssa böylece sona erdi,
Bir abim yine bana aynen şunları derdi;
“-Rızkın neyse ezelde bulur seni korkma hiç;
Rızık artmaz azalmaz, helal lokma ye ve iç!
Rızkı veren Allah’tır, sen gayret, et çabala,
Payın neyse razı ol, tamah etme çok mala.
Hiç endişen olmasın, rızktan yana arkadaş,
Ahmaklık alameti; rızkta endişe, telaş.
Ömrünü etme hebâ, üzgün inek misâli;
İbret olsun bizlere, şaşkın ineğin hâli…”
Kadir Çetin 23.11.08 Nazilli