19
Yorum
69
Beğeni
5,0
Puan
467
Okunma

Ve belki de biz öyle sandık
Oysa öyle değilmiş meğerse... 😔
Gülüşünden damlayan buselerin altına
yüreğimi koydum
Boşa akmasın diye
Biriktirip biriktirip daha sonra kullanmak için
Tek gamzendeki çukura gömdüm yarınları
Ve heybemde taşıdığım yüklerle geldim
Gönül kapının eşiğinde dinlenmeye
Bitmeyen yolculuklarım vardı benim
Arayıp bulamadığım kendimi
Bulduğumu sandığım anda kaybediyordum.
Kaybettiğimi anladığım anda
Vahşice katlediyordum düşlerimi
Kimi zaman koca bir taşa bağlayıp
Atıyordum umut sandalından denize
Kimi zaman urgana geçirip boynunu
Gözümü dahi kırpmadan
Sallıyordum tekmeyi manasız sehpaya
Gözlerinden dökülen incilerin altına
avuç içlerimi serdim
Yere düştüğünde acımasınlar diye.
Ve dudaklarından dökülen her zehir kelamı
Bal şerbeti diye kana kana içtim de
Öyle durdum ayak parmaklarının ucunda.
Sen bağdaş kurup otururken
Umut tarlasına ektiğim düş ağacının altında
Ölümleri öldürdüm de geldim yalın ayakla
Heybemde taşımaya alıştığım ağır yüklerimle
Dizinin dibinde yeniden doğmaya...
5.0
100% (31)