34
Yorum
83
Beğeni
0,0
Puan
2083
Okunma
Sus/mak
bir gülün solgun yaprağı gibi
dilime dolanan
sana yazdığım ama
adını bile unuttuğum
son şiirim gibi.
Ellerim cebimde volta atıyorum
Dört duvar arasında
o eski sevinçlerden kalan ise
biraz gözlerinin rengi,
biraz saçının kokusu,
belki de biraz sen,
bilemiyorum
aslında eminim
ama
söyleyemiyorum.
Biliyorsun sevgili,
ben sana hep susarak
en çok da kendime yok ederek
geldim.
Şimdi içimde saklı kalan
yüzlerce kelimenin enkazı var,
dokunmaya korktuğum.
çünkü dokunsam
ellerim sen kokacak yine.
Biliyor musun?
adını söyleyince
kendi adımı unutuyorum.
Ellerimi yüzüme kapatıyorum
ve sana benzeyen
hiçbir şeye
dokunmamaya çalışıyorum.
Ve susuyorum
çünkü susmak,
gidişini içime gömmektir.
çünkü susmak,
bir kendime bir sana yenilmektir.
susarak
sana
yeniden
yeniliyorum sevgili.