0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
200
Okunma
Zalım Gurbet
Korktuklarım bir bir geldi başıma
Ne uslandın, ne de bıktın zalım gurbet
Yetmedi mendiller gözyaşıma
Uslanmadın, bıkmadın zalım gurbet
Dibi görünmeyen sularda yüzdüm
Zemheri ayında sönmeyen közüm
Bu kadarı yeter, canımdan bezdim
Uslanmadın, bıkmadın zalım gurbet
Yükseklerde gezdin, inmedin düze
Ulaşamadı hiç gecem gündüze
Döndürdün ömrümü hazanlı güze
Uslanmadın, bıkmadın zalım gurbet
Gözümden gözüme olmadı fayda
Dereyi geçtim de boğuldum çayda
Anladım emeğim kalmış hep zayda
Uslanmadın, bıkmadın zalım gurbet
Diller harami, kasdıma düştü
Dolaştı el, ayak; benliğim şaştı
Azgın seller gibi bendinden taştı
Uslanmadın, bıkmadın zalım gurbet
Ayırdın, dağıttın bin bir yuvayı
Çıkmaza soktun hep küçük olayı
Kaç yıl görmedim, özledim sılayı
Uslanmadın, bıkmadın zalım gurbet
Özlemin yüreğe ateş misali
Yakıyor içimi her bir hayali
Sılaya düşerken yolum masali
Uslanmadın, bıkmadın zalım gurbet
Her sabah başlıyor dertle nöbetim
İçimde saklıdır yıllık hasretim
Kendime küstürdün, yandı niyetim
Uslanmadın, bıkmadın zalım gurbet
Bir lokma ekmekle geçer ömrümüz
Gönülde bir yara, dilde bir hüzümüz
Ne bir dost kaldı, ne içten gülüşümüz
Uslanmadın, bıkmadın zalım gurbet
Son bahar geldi mi düşer yaprağım
Çırpınıp dururum, yorgun bayrağım
Bir mezar istedim,olsun uzağım
Uslanmadın, bıkmadın zalım gurbet
Hakkı Kalabalık 05112013