Lâ bir kalemi
Kibirsiz de olsa ölüm gibidir
Şuursuz bir kapıyı vursa diller
Kendime aşka vaveylâdır zaten
Cemale ne iyi gelir bilmem
Yarayı bilmek yarayı çözmenin yarısıdır
Yarayı dile getirmek yarayı çözmektir
Yitik olmaz hiçbir sonsuzluk
Denizde yoksun bir sessizlik
Selamla gelir vakit ile sûkut
Küf tutmuş hiçbir anahtar
Seni sevmeye ikna değil
Mayiyi ateşle yıkarken
Siyahı sobe ederek hiçbir ziyana kül değil çünkü
Işıklar kıyamette beddua çıkarırken en çok
Nazara kefaret değil ikrarında su
Ruhumun aynasında yâra nazken
Ayakkabılarımda akrep arar oldum
Bulutlar soframda bir bulmacaya davetiye çıkarır
Zül bir sılaya karanlık kalırken bir kuş
Mum tazedir saklımda
Mizanda afken bir arda
Saatler zaferse gıptadır imgeler surda bir kapıya
Şuurlar yine kıyafetsiz kalır mı?
Cevaza bir inkar kutusuyla
Eğilmiş bir bukalemunu lâ azade etmeye
Tünemiş bir sûkutu bozmaya

Nizamda sururun rengarengi aşikar
Soframda kırıntısı hiçliğime firari
Niyaz ederken şarkılar yol ile
Vehm ile şiyar olmaz
Vereminde nara dikerken suratlar
Sarraf döktürür ıslanmış bedii

Ölüm sılada bir azadeyi kıskanırken
Bihâber yaşatır mı?
Zeval vermem hiçbir kelimeye
Çünkü teneffüstür celale bir kuyunda
Rüzgarda bir korku
hayellerine sandalyeyken...

Müjdeli bir altın dolar sana
Çok d/okur sana çok

Ermiş ıslanırken en çok kafasında merceği
Arılar şiir dolar gözleri
Arpalar araplara düşman değil çünkü

Kundakta bir yaşlıyı
Bir damlayken sevgilû aramak için
Değer eli ekmek tutmayana bir bardak rakı
Ve gönüllere elvedayken bir serap hakkı...


Gezgin imgeler....