1
Yorum
30
Beğeni
5,0
Puan
243
Okunma

Bir akşam daha,
İstanbul’un göğsüne saplandı.
Oysa ben seni daha uzun yaşayacaktım.
Şehri konuşacaktık bugün.
Rüzgarı, dilenci vapurunu.
Pierre Loti’den güneşin batışını
Ve sustukça içimize dökülenleri…
Ama sen,
Bakışlarınla,
Anlamadığım, hiç bilmediğim,
Başka bir dilde sustun yine.
Bak,
Ceketimin cebimde eski bir sinema bileti.
Hani seninle hiç gitmediğimiz filme ait.
Bir serseri gibi beklemiştim durakta seni.
O ara sokak, hani o kıvrım
Şiire benzerdi biraz...
Elim cebimde,
Aklımda cüzdanımda ki yazı;
"göğe bakalım" yazardı kırmızıyla.
Gözlerin hâlâ bir şiiri anımsatıyor.
Ama artık ezber değil,
Daha çok,
Eksik bırakılmış bir dize gibi,
Nereye koyacağımı bilemediğim bir his gibi.
Sanki içinden silinmişim gibi.
Ve işte bu yüzden
Ben sana değil,
Sana yazdığım
Birkaç yanlış mısraya
aşık olduğumu anladım bu akşam.
5.0
100% (14)