0
Yorum
5
Beğeni
0,0
Puan
638
Okunma

’Fast food’ aşklarda aslını arayan bir kadın sevmeli...
Filistinli bir çocuk gibi uzun uzun gökyüzüne bakmalı;
baktıkça çoğalmalı, şarkılara sığmayan hüzzam yalnızlığımız...
/ Bir kadını uçurum gibi sevmeli,
dehşete kapılıp, saçlarından tutunmalı! /
*
Kimine göre bir risktir;
ama sevmek en çok bir kadına yakışır.
Kimliksiz bir tabancanın aklına düşer ruhsatsız ömrüm...
korkarım bir kadını anlatmaya;
çünkü zehirlidir yalnızlığı;
’efkar kokar’ şarkıları,
aynalarda yüzü kundaklanır.
Kendine kazık atan bir tüccardır hayat,
kimi zaman hüzün pazarlayan...
korkarım bir kadını yaşamaya;
çünkü esmer bir gecedir,
cinayete sebebiyet veren..
/ Hüznün avcunda
ve gecenin menzilinde bıçak bileyen. /
Katil bir tabancanın aklına düşer ruhsatsız ömrüm;
belleğimde acının hazza nasıl dönüştüğü fikri...
korkarım bir kadını yaşamaya;
çünkü, tenimdeki sıcaklığa kayıtsız sancılı bir sonbahardır.
Hep bir şeyler eksiktir çalınmış bir aşkta;
esasen dokunaklı sayılmaz,
ama bir aşkın bitme vakti geldiğinde,
kendini yollara vurmak en çok bir kadına yakışır...
Kimine göre trajik sayılmaz;
ama ’gözlerine ayarlayıp tüm imgeleri’ kaçak bir kadının,
kalmak en çok bize yakışır;
kirli bir düş gibi kuru temizleyicide unutulan
veya hatırlanmayan bir fotoğrafın unutkan belleğinde ’mutsuz bir siluet’ gibi...
- Birdal Erdoğmuş -