3
Yorum
8
Beğeni
0,0
Puan
415
Okunma

Geçtiğimiz, Kurban Bayramının ilk günü, Köyümüzün Oda Avlusu denilen meydanında, Rahmetli Babamın, Kadim Dostlarından, Canaydın Amcam ve Hasan Amcam rast geldi. Bayramlarını kutlayıp, hürmetle ellerini öptüm. Bana, eski kadim bir dosta, Rahmetli Babama, sarılır gibi candan ve yürekten, sımsıkı sarıldıklarını hissettim. Ben de onların yüzlerinde, rahmetli babamı görür gibi oldum ve onlara, babama sarılır gibi sarıldım. "
"Aramızda, kısa bir sohbet oldu. Her ikisinin de konuşurken, sözleri boğazlarına düğümlendi. Seslerinin titremesine ve gözlerinin yaşarmasına, mani olamadılar. Şiiri yazmama vesile olan, olay budur. Kadim Baba Dostlarım, siz, hep var olun!.."
"İnsanoğlunun yaradılışı böyle olmalı, yıllar geçtikçe, daha bir duygusallaşıyor insan. Kendimde de bunu fark etmeye başladım. Artık geçmişe özlem midir, yoksa gençliğe mi, kaybedilenlerin özlemi mi veyahut da hepsi mi?!. Derin hisler. Bilinmez!.. "
"Şiir vesilesi ile bütün Kadim Baba Dostlarımın ve tüm yaşayan büyüklerimizin, ellerinden öper, tekrardan onların ve herkesin, geçmiş Kurban Bayramını kutlarım. Yaradan, yaşayan büyüklerimize de sağlıklı, mutlu, huzurlu, uzun bir ömür versin…"
“Bizlere de onlar, sağ iken kıymetlerini bilmeyi nasip etsin…”
"Bu dünyadan göçen, bütün büyüklerimize rahmet dilerim. Ruhları şad, mekanları cennet olsun…"
"Herkese, sonsuz saygı ve esenlik dileklerimle…”"
"TOPRAK KOKAN BAYRAMLAR!.."
Aldanma şu dünyanın, cümbüşüne, faslına!..
Toprak olur, her canlar, mutlak döner aslına!..
Gökten rahmet yağar da toprak kokar, her yanlar,
Her yağmur damlasıyla, babam gelir aklıma…
Çocukluk çağlarımdı, aklım yeni eriyor,
Evler küçüktü amma, öyle huzur veriyor.
Burnumda buram buram, tarhananın kokusu,
“Baban gelir,” diyerek, anam, sofra seriyor.
Neyleyim bu zamanı, o eski çağ olsaydı,
Kuruyan dallarımız, yeşerip, bağ olsaydı!..
Şimdi ki akıl olsa, başlara taç yapardık,
Biz çocuk kalsaydık da Atalar sağ olsaydı!..
Değirmen taşı Dünya, ezdi, beni, öğüttü,
Un ufak eledi de gam yeliyle tozuttu!..
Ne döndüm sılamıza, ne bir murada erdim,
Biçti gök buğday gibi yad ellerde çürüttü…
Vardım Bayram sabahı, tütmez, baba ocağı,
Çorba kaynamaz olmuş, pas tutmuş, sacayağı.
Saman oldum savruldum, ayrı düştüm yurdumdan,
Yaş oldu gözlerimde, Düvertepe Bucağı…
Son aile resmimiz, asılıydı duvara,
O mutlu yüzlerimiz, şimdi eski hatıra…
Gönül yorgun, dil suskun, kalbim kanar derinden,
Babasızlık yarası, sığmaz, söze, satıra!..
Kurudu şu gönlümde, Köyün Koca Pınarı,
Yitirdim gölgesinde, dinlendiğim çınarı!..
Gurbet gelir gözüme, şimdi Oda Avlusu,
Sessizce göçer olmuş, kadim baba dostları!..
Babam!.. Bizden gideli, hiç olmadı çoklarım,
Uzak düştü menzilim, hedef bulmaz oklarım!..
Her bayram, elin diye, sarılırım taşına,
Yaş damlar gözlerimden, toprağını koklarım!..
Anamdan sonrasında, bir gün mutlu olmadın,
Hep “iyiyim” dedin de, şöyle içten gülmedin!..
İyilikle anıyor, seni aziz dostların,
Yalan dünya uğruna, riya nedir, bilmedin!..
Rahmet etsin, Yaradan, hem sana, hem anama,
Bir kez olsun elini, uzatmadın harama!..
Gülsem de ele karşı, kan ağlar, garip gönlüm,
Her Bayram sabahında, tuz basılır yarama!..
12/06/2025 Muhittin KOÇ, Şiir vesilesi ile bütün babalarımızın ve babalık duygusu taşıyanlarımızın, " Babalar Gününü kutlarım."
Bu Dünya’dan göç eden, tüm babalarımızın, ruhları şad, mekanları cennet olsun.
Yaradan, yaşayan babalarımıza da sağlıklı, mutlu, huzurlu, uzun bir ömür versin…
“Bizlere de onlar sağ iken, kıymetlerini bilmeyi nasip etsin!”
"Herkese, sonsuz saygı ve esenlik dileklerimle…”" İyi okumalar.