3
Yorum
22
Beğeni
0,0
Puan
337
Okunma

_____
Sevgili,
Seninle sızlayan bir coğrafyayım ben.
Gönlümden geçen her yol,
yine sana çıkar sanıyordum.
Oysa…
Gönlümün kıyısına kurduğun o iskele,
bir tek sözcüğünle çöktü.
Ve ben
aşka emanet ettiğim kelimeleri
suda boğulmuş yıldızlar gibi
toplayamadım bir daha.
Şimdi,
sensizlikle yıkanan gecelerde
yastığım hâlâ tenini kokluyor.
Burnumun ucundasın,
Sesin,
uçurum kıyısında kaybolan bir yankı gibi
hiç ulaşmıyor içime.
Sen gittin...
Ve sabahlar,
göz kapaklarıma dökülen
sararmış yapraklar gibi soldu.
Çayın demi bile utandı ısınmaktan
parmak izini taşıyan fincanlarda.
Sustum.
Seni içime gömdüm,
bir mezar gibi taşıdım göğsümde.
Ve sustukça—
sen, içimde büyüyen
bir orman yangınına dönüştün.
Seninle öğrendim:
Gülüşlerin ardına
ne çok veda sığabiliyormuş.
Kalbinin bahçesini çitleyip
anahtarını göğe savurmayı...
Ve ardından,
hiç açılmayacak bir kapıda
bir ömür nöbet tutmayı.
Şimdi hâlâ
senin sevmediğin yağmurların altında
sırılsıklam seni bekliyorum—
sana hiç benzemeyen bir sabırla.
Zaman...
Her şeye ilaç olurmuş ya hani,
benim kalbime yan etki yaptı.
Artık rüyalar bile
sana iyi gelmiyor.
Gülüşün gözlerimde donuyor
ve her sabah, sesinle uyanan kalbim
yine sessizlikle susuyor.
Geriye dönüp baktığımda—
Ne izini, ne sesini…
sadece unuttuğum bir hayalin
yırtık siluetini görüyorum.
Ve her "keşke"
bir dilim daha eksiltiyor beni kendimden.
Artık adını anarken
dudaklarımın kenarında
bir yanık izi hissediyorum.
İçimde bir yer hâlâ
"bir gün dönersin" diyor
ama göğsüm,
her gün biraz daha çöküyor.
Ey sevgili,
Ben seni unutamadım.
Ama artık biliyorum:
Sensizlik de bir tür sadakattir.
Çünkü bazı aşklar
hiç doğmadan gömülür,
bazı yangınlar
kendi küllerinde yeniden yanar.
Peri Feride ÖZBİLGE
27.05.2025