Yırtıcı akşam kızıllığında
Güne karışan kısık bir sesim
Bir vedaya daha merhaba..

Buğulu bir ayrılık vakti şimdi gözlerimde
Saygı duruşunda nefesim
Kimden sorayım terkeden gülüşlerimin vebalini
Nerede benim taraçalarda kolkola.
Rüzgarlarda savrulan
Bir tutamlık hevesim?

Suskunluğumdan vurdular beni
Eyyy ahali!!
Bir siyahi bozgunda
Yenik düştü kederim
Körebe oynarken kaldırımlarda
Dizleri acıyan o garip benim

Içimden yol türküleri kustum
Kanlı dağın ardına
Bir kırık bozlak oldum Neşetin dilinde
Merhem çaldım derdime
Koştum umarsızca boşluğa koştum
Yitip giden o meczup benim

Susuzluktan kuruyan bedenimi
Yosunlarla emzirdim
Dar sokaklarda mahsun bir ışık
Gezdirdi ellerimi
Aya baktım bir de dermansız ayaklarıma
Naçar...Yıkılan benim

Doğruldum..Boynumda bir hançer
Ak yeleli atı aldm sırtıma
Vardım düşman yurduna
Yalnızlığı içerken o son yudumda
Boğulan benim...

Sen tut var gücünle dünyayı
Silik bir mezar taşında
Hatıralarını koltuk altına kıstırmış
Hakka yürüyen benim!!!