Ateş Nehriakşamdan kalma bir telaş eskiyor yüzümde buğulu hüzünleri taşıyorum sarışın güze kirlibeyaz çiçek dürbünüyle bakıyorum mazinin kırık siluetine... geçmişin izini ararken kırılgan çocukluğum takılıyor ayağıma hayaller ısırgan otlarıyla çevrili çiti aşıp palas pandıras düşüyor eşiğime… bellekte paslanan anıları raspalayıp çıkarıyorum gün yüzüne hüzün eskizinde sararmış portrelerin tozunu alıyorum elimin tersiyle… kırılıp altında kalırım düşüncesiyle çekiyorum eskiyen gölgemi kendime... içimdeki çocuk zamanın memesinden biteviye emiyor zakkum usaresini… kurşuni bir sessizlik demirliyor ömrüme yüreğimde çözülmeyen buz kütlesi… şimdi ardında yaralı çakıl taşı bırakan bu ateş nehri hangi meçhule akıp gider ki! Aslı Aydın |
tebrik, takdir ve selamlarımla.