0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
105
Okunma

GELECEKMİŞSİN
Merhaba sevdiğim;
duydum ki nisanda geleceksin.
Sevinçlerimde buğulu bahar kokularıyla
demek ki çağlayanlar akacak gözlerimde,
şimşekler çakacak,
kıvılcımlar yanacak yüreğimde.
Demek ki kucaklayacağım esrikliğinde aşkı;
ateşler düşecek yüreğinden yüreğime.
Öyleyse şimdi hazırlanmalıyım,
esaretinden kurtulmalıyım kışların.
Belki de adını “bahar temizliği” koymalıyım.
Sen geleceksin ya;
teninde bahar kokularıyla,
dudağında gül açmış gülücükler…
Işıldayan gözlerine bakarak anlatmalıyım sensiz geçen zamanı.
Sen sus, olur mu?
Yokluğunda sensizliğin hüznüne bürünüp
sızlayan kalbimin ritmik melodilerini anlatacağım sana.
Ve bir daha uğurlamayacağım seni;
peronda bekleyenler küsmesin bana.
Yalnız gecelerimde kavga etmeyeceğim yastığımla;
tavanda görmeyeceğim silüetini,
duvarlar abanmayacak üstüme.
Sabah gözlerin taşıyacak güneşi yüreğime.
Günaydınım,
dudağımda tebessümüm,
duşta durulandığım olacaksın.
Sevdamı sana sarılarak kurulanacağım teninin ateşinde.
Duydum ki geliyorsun;
öyleyse vedalaşmalıyım,
sıyrılmalı ruhum özlemlerden.
Yalnızlığım beni çok severdi, biliyorum;
yine de sıyrılmalıyım geçmişimden.
Unutup her şeyi kapatacağım kötü geçen anları;
sorgulamayacağım geçen zamanı.
İndirip duvardan tozlu takvim yapraklarını
taş basacağım sol yanıma.
Miladım sayacağım yaşamı,
senden önce ve senden sonra diye.
Yeniden dönüp de arkama bakmayacağım;
yaşamı kavrayacağım en güzel yerinden.
Her şeyim sen,
sen ise ben ve biz olacağız.
Hoş geldin canım,
hoş geldin kadınım.
Efkan Ötgün
&&&&&&&&&
Sevgili hocam saygıdeğer üstadım!
Efkan ÖTGÜN’ün bu şiiri, "Gelecek Misin" başlığı altında, derin bir özlem ve umutla yoğrulmuş bir bekleyişin lirik ifadesidir. Şair, sevgilisinin gelişiyle birlikte hayatında yaşanacak olan köklü değişimleri, duygusal yoğunluğu ve geleceğe dair kurduğu hayalleri içten bir dille aktarıyor.
Tematik Derinlik: Şiirin temelinde özlem, bekleyiş, umut, aşkın dönüştürücü gücü ve yeni bir başlangıç temaları belirginleşiyor. Şair, sevgilisinin gelişiyle birlikte yalnızlığın sona ereceği, hüzünlerin yerini sevincin alacağı, geçmişin ağırlığından kurtulup yeni bir hayata başlayacağı inancını taşıyor.
Duygusal Yoğunluk: Şiir boyunca hissedilen en baskın duygu yoğun bir özlemdir. Sevgilinin yokluğunda yaşanan hüzün, yalnızlık ve çaresizlik, şairin iç dünyasında derin izler bırakmıştır. Ancak, sevgilinin geliş haberiyle birlikte bu hüzün yerini coşku, heyecan ve umuda bırakır. Şairin dizelerinde hem geçmişin acısı hem de geleceğin tatlı beklentisi iç içe geçmiştir.
İmgeler ve Metaforlar: Şiir, duyguları somutlaştırmak için zengin imgeler ve metaforlar kullanır:
Bahar: Sevgilinin gelişi, baharın yeniden doğuşuyla özdeşleştirilir. "Sevinçlerimde buğulu bahar kokularıyla!", "teninde bahar kokularıyla" ifadeleri, sevgilinin gelişiyle birlikte hayatın canlanacağını, tazeleneceğini simgeler.
Çağlayanlar, Şimşekler, Kıvılcımlar: Bunlar, sevgilinin gelişinin yarattığı yoğun duygusal etkiyi, coşkuyu ve heyecanı ifade eden güçlü imgelerdir.
Kış: Yalnızlık, hüzün ve ayrılık dönemi "kış" metaforuyla anlatılır. "Esaretinden kurtulmalıyım kışların" dizesi, sevgilinin gelişiyle bu karanlık dönemin sona ereceği umudunu taşır.
Gül Açmış Gülücükler: Sevgilinin tebessümü, güzelliği ve neşesi "gül açmış gülücükler" imgesiyle canlandırılır.
Güneş: Sevgilinin gözleri, şairin hayatına ışık getirecek olan "güneş" olarak nitelendirilir. "Sabah gözlerin taşıyacak güneşi yüreğime" dizesi, sevgilinin varlığının şair için ne kadar önemli olduğunu vurgular.
Ateş: Aşkın tutkusu ve sıcaklığı "ateş" metaforuyla ifade edilir. "Kurulanacağım teninin ateşinde" dizesi, sevgilinin yakınlığının şair için bir sığınak ve huzur kaynağı olacağını gösterir.
Tozlu Takvim Yaprakları: Geçmişin unutulmak istenen anıları ve geçen zaman "tozlu takvim yaprakları" imgesiyle somutlaştırılır. Bunları indirmek, geçmişle vedalaşma ve yeni bir başlangıç yapma arzusunu simgeler.
Taş Basmak: "Taş basacağım sol yanıma" ifadesi, geçmişin acılarını bastırma, unutma ve duygusal olarak kendini sağlama alma çabasını anlatır.
* Milat: Yaşamın sevgilinin gelişiyle yeni bir döneme başlayacağı "milat" kavramıyla vurgulanır. "Senden önce ve senden sonra diye" ifadesi, sevgilinin şairin hayatındaki dönüm noktasını ne kadar önemli gördüğünü gösterir.
Dil ve Üslup: Şiirin dili samimi, içten ve liriktir. Şair, duygularını doğrudan ve etkileyici bir şekilde ifade eder. Tekrarlar ("duydum ki", "sen geleceksin ya") ve soru cümleleri ("sen sus olur mu?") şiirin duygusal akışını ve vurgusunu güçlendirir. Özellikle son kıtalardaki kararlılık ve umut dolu ifadeler, şiirin genel atmosferini olumlu bir yöne taşır.
Yapı: Şiir serbest nazım şeklinde yazılmıştır. Kıta ve dize sayıları düzenli olmamakla birlikte, her kıta belirli bir duygu veya düşünce birimini yansıtır. Şiirin akışı, sevgilinin geliş haberinin alınmasıyla başlayan heyecandan, geçmişle vedalaşma ve geleceğe umutla bakma aşamalarına doğru ilerler.
Sonuç: Efkan ÖTGÜN’ün "Gelecek Misin" şiiri, derin bir özlemin ardından gelen umut dolu bir bekleyişin etkileyici bir portresini çizer. Şair, zengin imgeler ve içten bir dille, aşkın dönüştürücü gücünü ve yeni bir başlangıcın heyecanını okuyucuya başarıyla aktarır. Şiir, sadece bir sevgiliye duyulan özlemi değil, aynı zamanda umudun, yeniden doğuşun ve geleceğe dair kurulan güzel hayallerin de bir ifadesidir.
Ah, bu dizeler ki bir bekleyişin heyecanıyla, baharın müjdesiyle yeşeren umut dolu bir gönlün lisanı... Efkan ÖTGÜN’ün kaleminden dökülen bu satırlar, bir kavuşmanın öncesindeki o tatlı telaşı, özlemin derin izlerini ve geleceğe dair kurulan rengarenk hayalleri adeta bir nakış gibi işliyor.
Şair, sevgilisinin nisan ayında geleceği haberini alır almaz, iç dünyasında bir bahar uyanışının müjdesini veriyor. "Sevinçlerimde buğulu bahar kokularıyla!" dizesi, bu müjdeli haberin kalpte yarattığı o taze ve coşkulu atmosferi ne güzel anlatıyor. Gözlerde beliren sevinç gözyaşları "çağlayanlar akacak gözlerimde" metaforuyla, yürekteki heyecan ise "şimşekler çakacak, kıvılcımlar yanacak yüreğimde" imgeleriyle adeta görsel bir şölene dönüşüyor.
İkinci kıta, beklenen kavuşmanın aşkın en coşkun haliyle yaşanacağına dair bir inancı yansıtıyor. "Kucaklayacağım esrikliğinde aşkı" dizesi, o anki sarhoş edici mutluluğu müjdeliyor. "Ateşler düşecek yüreğinden yüreğime" ifadesi ise iki kalp arasındaki tutkunun ne denli yoğun olacağını hissettiriyor. Şair, bu büyük kavuşmaya hazırlanmak için geçmişin kışlarından, yani yalnızlığın ve hüznün esaretinden kurtulması gerektiğini belirtiyor ve bu arınma sürecine "bahar temizliği" gibi anlamlı bir isim veriyor.
Üçüncü kıta, şairin sevgilisine duyduğu derin özlemi ve sensiz geçen zamanın hikayesini anlatma arzusunu dile getiriyor. Sevgilinin "teninde bahar kokularıyla, dudağında gül açmış gülücükler" imgesi, beklenen kişinin adeta baharın kendisi gibi taze ve canlı olduğunu müjdeliyor. Şairin "sen sus olur mu?" ricası, yokluğun acısıyla yoğrulan kalbinin "ritmik melodilerini" sevgilisine anlatma ihtiyacını vurguluyor. Bu melodiler, sensiz geçen zamanın hüznünü ve o hüznün kalpte yarattığı yankıları taşıyor.
Dördüncü kıta, ayrılığın bir daha yaşanmayacağına dair kesin bir kararlılığı ifade ediyor. "Bir daha uğurlamayacağım seni" dizesi, bu kavuşmanın kalıcı olacağına dair duyulan derin inancı gösteriyor. Yalnız gecelerde yastıkla kavga etmeme, tavanda silüetini görmeme gibi yalnızlığa dair imgeler, sevgilinin gelişiyle bu hüzünlü anıların sona ereceğini müjdeliyor. En dokunaklı dizelerden biri olan "sabah gözlerin taşıyacak güneşi yüreğime, günaydınım olacaksın" ifadesi, sevgilinin hayatındaki en önemli ışık kaynağı olduğunu ve onunla birlikte her yeni günün bir umut ve mutluluk başlangıcı olacağını vurguluyor.
Beşinci kıta, şairin sevgilisine kavuşma anının nasıl bir duygu yoğunluğu yaratacağını anlatıyor. Dudaktaki tebessüm, duşta arınma ve ardından sevdayla sarılarak kurulanma imgeleri, fiziksel ve ruhsal bir arınmayı ve yeniden doğuşu simgeliyor. "Teninin ateşinde kurulanacağım" ifadesi, aşkın sıcaklığına ve güvenine sığınmayı ifade ediyor.
Altıncı ve yedinci kıtalar, şairin geçmişle vedalaşma ve yeni bir başlangıç yapma kararlılığını gösteriyor. "Öyleyse vedalaşmalıyım. Sıyrılmalı ruhum özlemlerden" dizeleri, geçmişin acılarını ve özlemlerini geride bırakma isteğini yansıtıyor. Yalnızlığın kendisine ne kadar yakın olduğunu bilse de, geçmişin bağlarından kurtulması gerektiğinin farkında.
Son kıtalarda, şairin geleceğe dair umut dolu ve kesin inancı en güçlü şekilde ifade ediliyor. Kötü anıları unutma, geçmişi sorgulamama, tozlu takvim yapraklarını indirme ve sol yanına taş basma gibi imgeler, geçmişle kesin bir hesaplaşma ve yeni bir sayfa açma arzusunu simgeliyor. Yaşamını "senden önce ve senden sonra" diye ikiye ayırması, sevgilinin hayatındaki dönüm noktasını ne kadar önemli gördüğünü gösteriyor. Artık arkasına bakmayacak, yaşamı en güzel yerinden kucaklayacak ve "her şeyim sen, sen ise ben ve biz olacağız" diyerek, iki ayrı bireyin tek bir bütün haline geleceği o muhteşem anı müjdeliyor. Şiirin sonundaki "hoş geldin canım, hoş geldin kadınım" ifadeleri ise bekleyişin sona erdiği, kavuşmanın gerçekleştiği o mutlu anın sıcaklığını ve samimiyetini yansıtıyor.
Efkan ÖTGÜN, bu şiirinde özlemi, bekleyişi, umudu ve nihai kavuşmayı en yalın ve etkileyici haliyle anlatmayı başarıyor. Bahar metaforuyla aşkın yeniden doğuşunu ustaca birleştiren şair, okuyucunun kalbine dokunan sıcak ve samimi bir duygu seli yaratıyor. Sevgili üstadım yüreğinize sağlık, saygılarımla.
Saliha İnan