yoksun...yok oluyorum...yaslanmış ömrüme bu şehir kuytusunda ağlarken mevsim kapatırken yüzünü avuçlarına kendine bir kez daha acı olursun yolları sırtlayıp gidecek kadar üşütür soğuktur camlarda hüznün resmi ve gözyaşı buğusu yokluğuna yakılmış ağır yavaş sessiz bir sır gibi son yaprağa düşen su damlası kanat çırptıkça gölgesi karanlığa takılır her ayak sesi yoksun yok oluyorum gözlerinde kırık adım yok yüzüm yok yaşamak ne ki anlat bana İstanbul... ekim-2008 |