ödeşmekle başlamıştı kulun hakka isyanı bölüşmekse aşkı yaratanın tek şartı gövdeye yaslanmış vicdan vaktinden önce ölenler kadar haramdı hayata ki çağırdığı günahlara işliyordu gözyaşı tuzağını tanrısın bu aşkta sanrısın bu aşkta yanlışsın
içimizde birbirini bulan yollar dışımızda kayıptı duyduğumuz her ses hileliydi kimseden sorulmaz ki vebâli boynunda hayatların nefreti bedel ödenmeye pek bir hevesli yosma şimdi soyunup da girdiği bedenimize yazıyordu cinneti ilhamsın bu aşk’a ihmâlsin bu aşk’a yanlışsın
en ucunda çatlak bir damar çığlığını vurunca bilekten ismiyle müsemma bir uykuyu beslerdi oluk oluk akan renkle ruh bizden yapılmış mezarın toprağına örtüyordu susadığı hayatı
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
gövdeye yaslanmış vicdan... şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
gövdeye yaslanmış vicdan... şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
anlatılan 'anlatan kadar' güzel bir yürek hikayesi
çıkmazlarda son bulacağını bile bile yürünen bir yol ıssız bir sokak ki biz sırf bu yüzden sevdiğimize duvar olmuşuz bazen yolun sonunda bizi görsün diye ------- --vaktinden önce ölenler kadar haramdı hayata--
derin darbe...
hani insanların bir ânı vardır büyük bir olay görür, geçirir -kendince- ve susuşlar başlar düşünmek ister fakat ne düşüneceğini dahi düşünemez... kalp sıkışır beyin isyan eder olmazlara, olamazlara, olmamalılara ki bunlardır aslında hayat çokca hüzün ve bazen de gençce ölüm
"Adam satırı her indirdiğinde duvardaki eski İstanbul resimlerine kan sıçrıyordu..." der gibi bir hüzün büyütüp geldim.. Sofran yine kalabalık, kollarını iki yana çarpa çarpa parçalayan adam.. Aldım selamını... Şimdi burada ve hiç bir yerde.
(O film de bitti hoca.. Çok film, çok kitap, çok şiir, çok insan... Bitti. Uzun zaman sanma bazen buradaydım ve şiirin burada. Aynı satır çakması şiir başlıklarıyla sen... ve saçaklara sığmayan imgelerin. Okumak seni güzeldi ucuzluğuna satmayacağım seni korkma.. Okumak, yine de güzel bir yenilgi gibi, bileklerimden sızmakta...)
söz verdydi bana meşhur edecekti beni son filminde figüran şair rolü vardı beni oynatacaktı:))) incirler de toplandı boza kıvama geldi adam hala filmi bitiremedi kesin oscar alacak, kesin:)))
tüm kavgan yüzleşmemek için kendinle... beni değil...hiç olmazsa bir kere de... kendini dinle... şiirde, burdada bitti ben de burada bittim yazan yürek bitmesin... TEBRİKLER
Evet, bu sayfadaki şiirleri takip edenler son birkaç şiirdeki gelişimi fark edeceklerdir ya da etmişlerdir. Anlatımdaki sadelik ve sözcükler arası güçlü anlamsal bağ; bunun yanında ses uyumları ile birlikte gelen şiirsellik ve daha da belirginleşen Şairin kendine has anlatım özellikleri okuru gerçek anlamı ile şiirin içine çekebilmekte. Artık ‘alicengiz oyunu şiirleri’ dendiği zaman şiirler alicengiz oyunu’nun Tiyatro kökeni dolayısıyla oyun metni havasında süre giden dizeler bütünü olarak yer etmeyecek kafamda; adamakıllı kurgusal bütünlük, şiirsel yapı, anlatım ve dildeki özgünlük şiiri şiir yapmağa yetecek etmenler olarak ‘alicengiz oyunu şiirleri’ni okura özümsetecek kıvama geldi düşüncesindeyim. Bu açıdan Sevgili alicengiz oyununa teşekkür borçluyum; kendi özgün dilini yavaştan şiir yönünde güçlendirdiği için.
Şiirde italik olarak aralara serpiştirilen bölümler, kurgusal bağları var ediyor ve anlamsal zenginliğin yanında ses uyumları sayesinde okunuş ve akıcılık gibi etmenleri de şiire katma görevini üstlenmiş durumda. ‘yanmışsın / yalnızsın / yanlışsın’ sözcükleri arasındaki uyum oldukça hoş ve sağlam bir bölümü meydana getiriyor. Diğer bölümlerde de ‘tanrı’sın / sanrısın’, ‘ilhamsın / ihmâlsin’ ve ‘kanmışsın / kan/mışsın’ kullanımları okunuş ve akıcılığın yanında anlam birliği ve görsel zenginliği de beraberinde getiriyor.
‘ödeşmekle başlamıştı kulun hakka isyanı bölüşmekse aşkı yaratanın tek şartı gövdeye yaslanmış vicdan vaktinden önce ölenler kadar haramdı hayata ki çağırdığı günahlara işliyordu gözyaşı tuzağını’
Bölümündeki akıcılık ve ses uyumları olabildiğince güçlü. ‘ödeşmek’ ve ‘bölüşmek’ sözcükleri arasındaki uyum çok hoş. ‘başlamıştı’, ‘isyanı’, ‘aşkı’ ve ‘şartı’ sözcükleri arasındaki uyum ise bölüm ve şiir içinde sırıtmadan, okuru sıkmadan yapılan artı bir değer bence. ‘gövdeye yaslanmış vicdan / vaktinden önce ölenler kadar haramdı hayata’ sözü ise biraz da beylik bir söz olarak belleklerde yer edeceğe benzer. En çok sevdiğim kısım ise Şairin ‘ki’ bağlacını tek dizede verme tercihinin bağlacın gücünü mümkün mertebe artırması. Sözcüklerin dizeler arası bağı kurmadaki verimli kullanımı ve okur üzerinde oluşturulan azami etki.
‘içimizde birbirini bulan yollar dışımızda kayıptı duyduğumuz her ses hileliydi’
Bölümünde ters sözcüklerde yakalanan birbiri ile ilintili anlamlar şiirin içeriğini destekler nitelikte. ‘kayıp’ ve ‘hile’ sözcükleri arasındaki anlam yakınlığı da aynı görevi üstleniyor.
Ayrıca ‘kanmışsın’ ve ‘kan/mışsın’ sözcüklerinin yazılış olarak aynı olması ancak anlam bakımından farklı kullanılması şiirselliği ve çoklu anlamı yaratıyor ve yerinde kullanılan ‘/’ (eğik çizgi) işaretinin ne kadar etkin rol oynadığına şahit oluyoruz şiirde.
Sevgili alicengiz oyunu, son zamanlarda çalışmalarınızın şiirsellik yönünde artması (elbette bence), anlamın okura aktarılması ve aktarılış şekli ile size has anlatım dilinin kendini ortaya koyması şeklinde cereyan eden gelişmeler neticesinde meydana çıkan başarılı çalışmanızı tebrik ederim.
alicengizoyunu (…tüm kavgan yüzleşmemek için kendinle…beni değil…hiç olmazsa bir kere de kendini dinle…)
şiir başlı başına harika her zaman.. şairin imzası parantez dizeler ise çok felsefik pek beğendiğim .. .kutlarım değerli şair dost.. sevgim saygım her daim...
kan/mışsın bu aşk’a
yanlışsın
bütünüyle çok güzeldi ama burasını kendime aldım..
kutlarım..
selam ve saygılarımla..