EVLAT ( NİCE YILLARA)
EVLAT
Gidiyorsun ya, yüreğin zirvesine hançer saplandı Hasretini düşündükçe ruhum dile gelip sızladı Hoşça kal baba deyişin var ya, gözler buğulandı Çabuk gel kızım, dön ne olur uçtuğun yuvaya. Her düşünüşümde seni, ağlama kızım deyişim geliyor Küheylan misali çatlarcasına koşman geliyor Yitik sevdalarda adının berraklığı geliyor Çabuk gel kızım, dön ne olur uçtuğun yuvaya. Bilir misin sana hep derdim, benim mahur gözlüm Cihana bedel kaşların, edepkar sözlüm Kalem tutan ellerin, hal hal ayaklım Çabuk gel kızım, dön ne olur uçtuğun yuvaya. Özler misin bizleri diye sormuştum kızım Hayır, baba, özlemeyelim yoksa ben ağlarım Ağladıkça dertlenir, bağrıma kimi basarım Çabuk gel kızım, dön ne olur uçtuğun yuvaya. Yolda yürür, anımsarım seni her kaldırım taşında Uzattığın ellerin gelir her resmine bakışımda Sultanlığın, sultanlıktır içimin her yanışında Çabuk gel kızım, dön ne olur uçtuğun yuvaya. Daha dünyaya ilk gelişini hatırlıyorum da Cennet reyhalarını andıran kokun geldi burnuma İl kucağıma alıp seni sarmaladığımda Çabuk gel kızım, dön ne olur uçtuğun yuvaya. Yolculuğun hayırlı, günlerin neşeli, bahtın açık olsun Düşlediğin rüyalarında başucuna melekler konsun Zümrütten dokunan saçlarına tokalar değil nurlar takılsın Çabuk gel kızım, ne olur uçtuğun yuvaya. Bak hazan geldi, gördün mü kızım, etraf soğuk Baban ise hep hasretine yenik, bitkin ve donuk Üzme sakın kimseyi, bilirsin herkes konuk Çabuk gel kızım, ne olur uçtuğun yuvaya. |