11
Yorum
20
Beğeni
5,0
Puan
168
Okunma
Recim edilen bir düş’tü mevsim
Tabanları yanan düşlerden arda kalan
Sökün eden hayaller ve hazan
Mezarımda saklıydı kıble
Belki de kursağımda kalan bir bilmece.
Hercai yüreğin handikabı
Derdest edilmiş sözcükler ve bağrı
Yanık kokan
Bir masal gibi
Gizinde sürüklendiğim
Hecelerin bahçesinde başımın tacı duygular
Bir parantezse açılan geceye
Gece ise tekmili semazen imgelerden biteviye
Taşan bir ses ırmağı
Hecelerin yüzdüğü
Derinlerin çağrısı her halükarda
Yanıp tutuşan kalemin beylik rüzgârı
Benzemezken kimseye
Hiçliğimin de mealidir
Kazan kaldırdıkça hayata aralıksız yazan.
Bir töhmetse rüzgârın sürüklediği
Bir nimet olsa olsa aşkın tozpembe şafağı
Kaynayan yürekten firar eden nidası söylencelerin
Hulasası arda kalan
Belki de bakaya kalan bir düş’ün mezarına
Serildiğim o bilinmez iklimde
Teessüf ettiğim içimdeki zemheri.
Bazen boyut atlayan ruhumda saklı zindan
Koridorları ölüm kokan
Mısralardan değilim hem ben.
Hecelediğimse hayatın meali
Ne hikmetse serptiğim gün yüzlü mizacımda
Saklı bir hüviyet
Elbet Rabbin katında yanmaksa İlahi Aşkın
Sıcaklığında eriyen tüm buzullar.
Nazenin gölgem ve rüyam
Sözcüklerin eşref saatinde taşan bir hikâye
Gaipten gelen coşkuma
Eşlik eden seyyah kalemle
Dirayetimin sınandığı aralıksız vuku bulan
O ritimle sessizliğin kundakladığı bir müzik gibi
Dibine vurmaksa kimi zaman hayatın
Başa sardığım bir film gibi
Elbet umuttur sil baştan yaşayan ve yaşatan
O emsalsiz sevgide saklı ruhun
Sedası inancın hükmünde
Sararan bir gün ne ki
Devasa ufkun sunumunda binlerce metafor
Göz kırparken göğün bitiminde
Başlamak yeniden ilk günün heyecanı
Tükenmezken ömürlük ritüelde.
5.0
100% (11)