7
Yorum
31
Beğeni
0,0
Puan
109
Okunma
Bu şiir Halil dedemin hem savaş meydanındaki fedakârlığını hem de sılada bıraktığı yüreği sızlatan özlemi anlatıyor.
Vatan uğruna can veren bütün yiğit Mehmetlerin ruhları şad olsun...
---
Gece, Çanakkale’ye ağır bir yorgan gibi çökmüş,
barut kokusu rüzgârın diline sinmiş.
Deniz, yaralı bir hayvan gibi inler kıyıda,
dalgalar, siperlere çarpan kurşunları sayar.
Halil, tüfeğini sıkar göğsüne,
ama aklında ne tüfek vardır ne de kan.
Aklında bir beşik,
sıcak bir ekmeğin buğusu,
sevdiğinin ellerinde unutulmuş bir yaz sabahı.
Sılada bir oğul ağlar,
babası adını fısıldayamadan büyüyecek.
Ve bir kadın,
sabaha kadar gözlerini yolda unutarak,
Halil’in sesini duymak için uykusunu haram edecek.
Ama Halil, dönmeyi düşünmez,
çünkü bilmiştir ki vatan,
babasız büyüyen çocukların
ama esir kalmayan toprakların adıdır.
Kurşun gelir, toprak susar.
Ama Halil yere düşerken bile,
oğlunun ilk adımlarını atacağını bilir.
Gözleri kapanırken bile,
sevdiğinin saçlarını son kez kokladığını sanır.
Ölüm küçülmez burada,
çünkü burada ölmek,
gözlerini açacak yeni nesillerin rüyasında yaşamaktır.
Ve şimdi,
her rüzgâr oğlunun saçını okşar,
her dalga sılanın kıyılarına vurur,
ve her beşikte,
babasının adını bilmeden büyüyen çocuklar,
bir gün bu toprakları sevginin sesiyle doldurur.
Çanakkale geçilmez, derler,
ama asıl bilinmesi gereken şudur:
Çanakkale unutulmaz.
Çünkü bir baba,
oğlunun ilk adımlarında yürümeye devam eder,
ve bir sevda,
toprağın altında bile yeşermeyi sürdürür.
---
Peri Feride ÖZBİLGE
19. 03. 2025