6
Yorum
24
Beğeni
0,0
Puan
128
Okunma
---
Bir deniz var,
mavisi baruta bulanmış,
bir toprak var,
her zerresi kanla yoğrulmuş.
Ve bir tarih var,
geri dönmeyi düşünmeyenlerin
ayak izleriyle yazılmış…
Yıl 1915…
Gök delinmiş, yağmur yerine
kurşun yağıyor Mehmet’in üstüne.
Deniz, düşman gemileriyle çalkalanıyor,
her dalga bir korku taşıyor ufuktan,
ama burası Çanakkale,
korkunun yeri yok burada.
Ve Conkbayırı’nda bir ses yükseliyor,
gözleri ufka mühürlü,
yüreği vatan kadar geniş bir adam:
Mustafa Kemal!
"Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum!"
Ölüm küçülüyor Mehmetçik’in gözünde,
çünkü burada ölmek,
vatanın geleceğine hayat olmak demek.
Anafartalar yanıyor,
siperler birer mezar oluyor,
ama bir millet
o mezarlardan küllerinden doğuyor.
Ne açlık yıldırıyor ne yorgunluk,
ayakları kan içinde askerlerin,
ama gözlerinde memleketin ışığı var.
Bir annenin duaları karışıyor rüzgâra,
bir sevdanın adı mühürleniyor mektuplara.
Geri dönmeyeceklerini bile bile
gülümsüyorlar birbirlerine:
"Vatan sağ olsun!"
Ve gün geliyor,
demir yığını donanma geri çekiliyor,
bir imparatorluk diz çöküyor Çanakkale önünde.
Çünkü bir avuç inanmış yürek,
zulmü yeniyor çıplak elleriyle.
Bu zafer, yalnızca bir savaş değil,
bu, bir milletin yeniden doğuşudur.
Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarının
adları, rüzgâr gibi eser tarihin içinde.
Ve biz,
her 18 Mart’ta başımızı kaldırıp
şehitlerimize selam durduğumuzda,
biliyoruz ki:
Çanakkale geçilmez!
Çanakkale unutulmaz!
Çanakkale, kalbimizde taşınan
sonsuz bir destandır!
Peri Feride ÖZBİLGE
19. 03. 2025