2
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
61
Okunma
Çürük bir ışın kafeste neye yarar
Çün elim dilimden korkak
Mavi bir sur olsa ne yazar
Kuşanmış bir destur yaprak gibi ağaçta sallanan
Yollar uzakta bir külfeti sağmaya ruh iken
Ruhlar dargın ve yorgun iken
Sarmaş dolaş bir ağaca özenmeye
İncelmişim yufka gibi
Terlenmiş hıfzımda soluklanmış
Aşkın basamağından çıka gelir ölüm belki
Yağmurlar ıslatır mı dua eden köşeleri
Hangi duvarda ağladığım meçhul
Hangi pencere hüznüme sadık
Bulutlar döker mi beni bir yerlere
Belki çöllere
Belki ormanlara
Çökük bir sılada neye murat
Vaveylâ sırtında duyar mı kulağı kesik aflazlar
Anlayınca yutkunan saatler
Dışımda abdal yüksenmiş
Tut ki vurulmuş bir yalana gebeyim
Ya da acınmış bir yılana çevrilmişim
Hatıra gelsin saniyeler efkarlı
Nurlanır küslüklerde bana
Hangi yumurtaya zehir bıraksam
Hangi zehirden titrek bir uçurum salsam
Yani şefkat sinesine vurulmuş bir körebeye
Akûsü yalvarık bir kadere nûs kalırken en çok
Muştusu semalinde avuç içindeyken
Esaret altında bir selviyi
Besaret içinde bir utanmışlık simgesini anmak
Şimal kıvırsa dudakları kıyafetin zarifliğinde ölse diyorum bir bir tüm pazartesiler
Sana dargın durduğuma Tanrım
Sana yorgun unuttuğuma
Sana öldüm ölümüne...
Bir aşka nazarda şahit durduğuma...
Yani
İnayetin incinmişliğine bir papuç sözle raks ettiğine...
Gezgin imgeler ..
5.0
100% (4)