9
Yorum
30
Beğeni
4,8
Puan
263
Okunma
Yol sırât-ı müstakîmdir, sarsılmadan dur yüreğim
Şu nefsini yerden yere acımadan vur yüreğim
Bî-nevâ’yla yol yürünmez, duy kopacak vaveylayı
Lafügüzaf dinlemeden, bilenlere sor yüreğim
Gülzarına nazar etsen, alamazsın kokusunu
Saçılacak tohumların içerinde sır yüreğim
Yayıldıkça rayihası ol cihana meydan okur
Sevgi yazan kalemiyle dokunuşu yır yüreğim
Dildâdesin dünyalığa unuttun mu ahireti?
Boş avare dönüp durma zevalini kır yüreğim
Nedametin kılıcına dayanamaz hiç bir günah
Ulaşınca tövbe dile sönmez olur kor yüreğim
Kopup gider birer birer bak tarumar sayfaların
Hezeyana düşenlerin her adımı yar yüreğim
Dert rüzgarı nefesinde sabır denen cana değse
Ömür sırtındaki kaftan, çıkarması zor yüreğim
Velhasılıkelam anla! Kulluk ince bir çizgide
Temelleri sağlam olan yükselecek sur yüreğim
Bekleme hiç Azrail’i, bak saatin durur o dem
Emaneti teslim alır, kabir evi dar yüreğim
Bu dünyanın ahirete açılacak kapıları
Lütfetmiş ki sonsuzluğu şükürsüzlük ar yüreğim
Kainatın tek sahibi beni benden âlâ bilen
Rahman, Rahim adı yüce; tek bir Allah var yüreğim
12.03.2025
Kudret Merttürk-Berlin
sırât-ı müstakîm: apaçık, dosdoğru ve hak yol
bî-nevâ: çaresiz
vaveylay: çığlık
lafügüzaf: boş söz
gülzar: gül bahçesi
rayiha: hoş koku
yır: şiir, ezgi
dildâde:gönlünü vermiş aşık
zevali: alçak,zelil
tarumar: perişan
velhasılıkelam: sözün özü
5.0
94% (15)
1.0
6% (1)