DERİN YARA
(Bir silah namlusunu dayayıp şakağıma
Ölsem bir şafak vakti böyle yaşayacağıma... ) Ne kar diyor ne yağmur ne sıcak ne de ayaz, Sokağında geziyor yüreğimin sızısı, Benimle yaşlanıyor dudağımdaki niyaz Vurduğun yer kanıyor karanfil kırmızısı… Karanlıklar içinde olsa da tanıyorum, Uzaktan göz kırpıyor evinizin ışığı, Bilsen hayret edersin nasıl kıskanıyorum, Pencerene sarılmış mavi bir sarmaşığı… Çiçekli bahçenizde gölgeni görsem yeter, Gözümde yaş alıyor bu en yaralı yanım, Burnumda burcu burcu senin hasretin tüter, Bacanızdan savrulan sanki benim dumanım… Yanıp sönen yıldızlar harelenirken suda, İşte böyle her gece sızlıyor derin yaram, Yalnız ben ayaktayım bütün şehir uykuda, Beyhude gözyaşımda teselliyi aramam… Bütün olanlara demek kader diyorsun, Oysaki gördüklerin korkulu bir düş gibi, Ne kadar anı varsa bırakıp gidiyorsun, Ben düşerken toprağa vurulmuş bir kuş gibi… |