Düşlerim terk edilmiş olsa bile ne ki ne?
İçimde üfüren şiir derdest edilmişliğime
Bildiğim tek çare
Şiirin haresi
Sarmalında evrenin küt saçlı imgeler
Coğrafyası
Bir aksan ki seken
heceden
heceye
Bir Anka kuşu ki meyleden
sevgiye.
Rozetim takılı
Şiirinse asası
Ve işte kalbimin kırık tokası
Her edim şeffaf
Her hayal gerçek
Her eda yansız
Her lale içine kapanan tersinden tersine
Dönen döngüden
Şikâyeti şairin
Kalemse yürek yarası
Ve her şiir cafcaflı bir dilaltı
Açtığı kadar göğsünü ve şehrin bağrını
Bağdaş kurduğu kadar kırık menzilde
Top yekûn topa tutulmuş binlerce dize
Dizlerini dövse ne ki şair?
Dizeleri kan revan içinde
Ve işte
bulutlardan
bulutlara göç eden kuşun titri
Ötüşen sözcüklerin imgeyi tehdidi
Ağdalı olsa iklim ne ki?
Şair ağırdan almış bir kere mutluluğu ve hayatı
Debdebelidir acıları şairin
Yerle yeksan mabedinden
Firar eden
gözyaşı Ve ağıtlar yaktığı
Kurşun döktüğü
Tütsülerin icazeti
Mevsim revnak
Şairse kalemime tutsak
Yeknesaksa kabri
Yerden göğe göç eden bir firari
Rozeti kırık
Namı almış yürümüş
Rengi kutsanmış bir şerbet gibi
Sular seller gibi ç/ağladığı
Her ezan vakti
Ve imsakin doğumu
Ölüden bozma kaderi
Kederi ise adeta Mesir macunu
Çektiği acılar kadar da mutlu
İken şairin yongası ve şiarı ve mutu
Ölümlerden
ölüm beğenircesine tutuşan ruhu
İz bildiği gizi
Gezgin ve seferi yüreği
Çoktan veda ettiği ölü nefsi
İyi de kime ne şairden?
Şair öldü öleli
Na’şını yıkadıkları kadar kalemi
Elbet alnının teri anasının helal sütünde
Saklı miski amber kokusu
Ne de olsa
cennet annesinin ta kendisi…