SENİN ADINI TAŞIYAN GECEEy gönlümün en derin yarası, sessizliğin en keskin hançeri, Sen gittin gideli her şey eksik, her şey yarım… Ay ışığı bile solgun şimdi, gökyüzü mahzun, Adını fısıldıyor rüzgâr, her uğultuda biraz daha inciniyorum. Sevda diyorum, yürek ateşiyle harlanır, Aşk diyorum, seni bilmeden aşk mıdır? Kirpiğindeki hüzünlü kıvrım kadar gerçek, Ama bir o kadar da yalan bu ayrılıklar. Küskünüm sana, ama kime anlatayım? Dil sustu, göz konuştu; göz sustu, kalem konuşturdu. Bir kırgınlık düştü göğsüme; Ne tam terk edip gidebilen, ne de kalıp sarılabilen cinsten. Sana kızgınım, Ama kızgınlık bile sevdanın bir başka hali değil midir? Kendime kızıyorum en çok, Bu yürek neden seni unutmayı beceremez ki? Özledim seni, bak, söyleyemem gözyaşları dökmeden, Sesin bir rüya, tenin bir yemin, ama ellerin hâlâ uzak. Kaç gecedir yokluğunla konuşuyorum, Her sözcüğümde bir sen, her nefesimde bir vuslat var. Hasretle ördüğüm yolları görmüyor musun? Yüreğimden adım adım yürüyüp sana varacak kadar uzun. Her sokak lambası, seni beklediğim gecenin bekçisi, Her yağmur damlası, saçlarına kavuşma hayalimden bir iz. Sensiz geçiyor saatler, geçmiyor aslında, Zaman, ellerimde paramparça bir cam gibi duruyor. Her çığlığımın içinde senin adın yankılanıyor, Her suskunluğumda bir sessiz aşk büyüyor. Döner misin diye bakıyorum her sabaha, Gözlerim ufka dayanmış, kalbim sonsuz bir dua. Yollar seni getirmiyor, ama getirse bile, Kim bilir, hâlâ aynı yerden sarılır mıyız aşka? Eğer dönersen bir gün, Ellerimi tutmadan geçme ne olur. Çünkü bu hasret, bu keder, bu kırgınlık, Ancak senin dokunuşunla kaybolur. Ve bil ki, Aşk bazen kızgınlıkla, kırgınlıkla harmanlanır, Ama sevdadan yana, özlemden yana, Hep seninle tamamlanır. RAMAZAN ACAR |