Kapına Geldim Yarabbi-2Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Âlem-i hicran : Ayrılık dünyası, hasret dolu âlem
Nur-i cân : Can ışığı, ruhun aydınlığı Secde : Allah’a teslimiyetle eğilme Nefes : Soluk, ruhun duası ve zikri Rahmet : Merhamet, Allah’ın şefkati Tefekkür : Düşünce, derin düşünme, Allah’ın yaratılışını idrak etme Cihan : Dünya, evren Hicrân : Ayrılık, hasret, özlem Virâne : Harabe, yıkık yer Hakikat : Gerçek, Doğruluk Gerek : Lüzüm, ihtiyaç; burada "doğru yol" anlamında Zikr-i Hakk : Allah’ı anma, O’nu zikretme Meşrek : Doğu, doğduğu yer; mecazen başlangıç noktası Hümâ : Efsanevi bir kuş, talih ve saadet sembolü Ân-ı : Anı, zamanın bir noktası Geda: Dilenci Ârif : Allah’ı kapsayan, derin bilgi sahibi kişi Hırka : Sufi dervişlerin giydiği sembolik elbise Sükût : Sessizlik, susma Firkat : Ayrılık, özlem Niyâz : Yalvarış, dua Sırâç : Işık, kandil, yol gösterici İhlâs : Samimiyet, içtenlik, Allah’a bağlılık Nât : Peygamber Efendimiz’i öven şiir Gülistan : Gül bahçesi Vuslat : Kavuşma, birleşme Leyla : Divan edebiyatında aşkın simgeleyen karakteri Esmâ : Allah’ın güzel isimleri (Esmâü’l Hüsnâ) Hû : Allah’ın varlıklarını ifade eden tasavvufi zikirdir Duyâ : Dua, yakarış Huzur : Allah’ın varlığı ve rahmetinin hissedildiği içsel dinginlik Tuyâ : Riya, gösteriş (şiirde “yok” ifadesiyle gösterişten arınmışlık vurgulanıyor) Teslîm : Allah’a teslimiyet, O’na boyun eğme Kudret : Güç, kuvvet Nazar : Bakış, ilahi dikkat Fakîr : Yoksul, mecazen Allah’a ulaşan kul Nebi : Allah(CC)buyruklarını insanlara ileterek onları aydınlatan, onları iyi ve doğru davranmaya yönelten kimse, yalvaç, peygamber. Hâlî : Durum, hal Âh : İç çekiş, derin keder ve sızı Yeda: Onaylayan ve bilgi veren Âlem-i hicranda nur-i cân arar, Hakk’a döner kalbim, aşk ile yanar, Secdede nefesim Mevlâ’ya akar, Duâyım, rahmetle geldim kapına. Tefekkür denizi kalbimde coşar, Sırların pınarı gönülde taşar, Cihanı saran aşk, hep seni yaşar, Nidayım, dert ile geldim kapına. Hicrânın derdiyle virâne yürek, Hakikat ararken, yönüm hep gerek, Zikr-i Hakk’a varan yollar hep meşrek, Vedayım tâlihle geldim kapına. Hümâ kuşu gibi aşk semasında, Gönül arar seni her bir ân-ı da, Ârifler yolunda, aşk hırkasında, Gedayım, dergâhta geldim kapına. Sükûtun lisanı dilimde donar Ruhumda aşkının ateşi yanar Secdede dilime bin sükut konar. Sedayım aşk ile geldim kapına. Âşık-ı sâdıkın her sözü derin, Vuslatı beklerken yakılır serin Ruhumun aşkında yâ Rab tek yerin, Cüdayım ihlâsla geldim kapına. Bülbülün dilinden çıkar hep nâtım, Aşk bahçesinde hep gülistan tahtım, Leyla’nın vuslatı çöllerde bahtım, Sadayım hicranla geldim kapına. Esmâ’nın deryası dolarken hûya, Kalbim nur arar hep ilâhi duy’a, Huzurunda yoktur nefsimle tuya, Fedayım sabırla geldim kapına. Ruhumu kuşatan o kudret nazar, Âşıkın derdine olur hep pazar, Her dua semâda bir sevap yazar, Edayım niyazla geldim kapına. Canımı sunarken bir yetîm gibi, Hakk’ın rahmetiyle olunur Nebi. Gözüm yaşla dolu, hicrandır dibi Yedayım aşk ile geldim kapına. |
Şiirdeki dilek ve dualara âmin elfu elfi âmin dedik üstadım.
Selam duam ve saygımla efendim