Doruktaki bataklık
Boş bir kağıda kustum, hatırlamaya korktuklarımı,
Yalanlarımın doruklarını, Gerçeklerimin artıklarını, Geçmişin acılarına dair yara izlerimi, ayrıntılarımı, Varlığından hâlâ şüphe ettiğim kalbimin yankılarını, Boş bir kağıda dokundu parmak uçlarım, Yarınlarıma uzanan kafeslerin rutubetlerinde; Patavatsız sigara dumanlarımda, Kaybettiğim duygularımla, son bir kez: Boş bir kağıdı doldurdum karanlığımla; Çaresizlikle, acizlikle, yalnızlıkla bezenmiş kalabalığımla. Soğuk köşeleri sahiplendim kaldırımlarda, Soluk yüzüm gölgeledi sokaklarımı, Gündüzün; beti benzi atmış gecenin beklediği biri gibi değil, Takvimlerin kurtulmayı dilediği bir ucube gibi, Boş bir kağıdı boğdum, hayatının baharında, Dudaklarımdan dökülen her bir kelimenin soykırımında, Mâtemi tahtında infaz eden öfkeli soluğumda; Kabalığımla. Kabardıkça kağıdın yakarışları fezanın her ucuna, Gözlerini bağladım gökyüzünün, Kapkara bulutlarımı güneşin sırtına, Cehennemim katmanlarını sığdırdım boş bir kağıda. |