Sessiz ağıt
Hangi vakti beklersin
gidişi zamansız be ey vefasız dönüşün yok mu daha kaç güneş doğacak daha kaç akşam olacak söyle nasıl çıkılır bu onulmaz firâktan daha nasıl can çekişilir böyle kaç zemheri geçti kaç kara kışlar göçmen kuşlar bile döndü yuvaya kaç kalem kırıldı kaç mahpus özgür sırra kadem bastığından bu yana bak takvimden kopan kaçıncı gündeyiz şimdi dalından düşen her yaprak gibi hüküm giydik sonraki bahara sen ey zamansız gidişin sahibi ne umut bıraktın ardında ne ümit öyle bir gittin ki habersizce öyle asi öyle münferit kaç postacı geçti kaç mektup zarfta uğramadan hiç sokağıma kaç telefon çaldı kaç kapı zili senin olmadığın her açışımda bak çöle yağmur yağdı kutuplarda eridi buzullar ya sen hangi bahanenin tutsağı hangi engel çıktı yoluna şimdi dilimde bir gariplik türküsü soluğumu kesip, solumu yakan şu beyhude bekleyişin son sözü gönülden ırakmış gözden uzak kalan sen de bekle Araf’ta beklettiğin kadar .... |