AN MESELESİ
Bu nasıl dert böyle nasıl reçete;
Kalbimin telaşı can meselesi… Her harfi eşkıya her harfi çete; Delirip, çıldırmam an meselesi… Başımda eserken sevda tufanı; Yüzüme okunsun hüküm fermanı; Dilimin ucunda savaş meydanı; Kaleme saldırmam an meselesi… Sabır yastığına koydum başımı; Sırtımda taşıyıp mezar taşımı; ‘Yetti be’ diyerek hücum marşını; Bir gece çaldırmam an meselesi… Medet bahçesinde gülden, laleden; Ya sabır sonunda gelen cümleden; Notaya diklenen nankör güfteden; Adımı sildirmem an meselesi… Hayat ağacıma inen baltanın; Gönül sahiline dolan dalganın; Şansıma küs olan şu papatyanın; Saçını yoldurmam an meselesi… Yaramla beslerken nasip kısmını; Yürekten vurur mu gönül hısmını; ‘Canıma kastı var’ diye ismini; Makama bildirmem an meselesi… Bitir gözündeki esaretini; Yolla şarkılarda işaretini; Rabbimin verdiği emanetini; Ansızın aldırmam an meselesi… Mendiller durdurmaz yanakta nehri; Sensizken kovmuşum gözümden fecri; Ankara dediğim bu koca şehri; Ayağa, kaldırmam an meselesi… Ali ALTINLI – 05.11.2024 Saat: 16:18 |