Küf...
Uslumda bir ayna çıkmazı
Kapımda kırık bir çuvaldız aymazında erirken Düştüm çöle vurgun kumdan uçaklara Bir tebessüm var çanaklarda sanki Beni bilinmeze çağıran Bir yangın seli kenarda duran bir öyküye Bilmem kaç yumuşak sözle dizilir küleyhânlara cevazım Neyse Kumaş çakıl taşı döken yutkunuş boğazlarım da var rüyalarda Genzi yanık bir surdan üfleniş için Son busem yakan yangınlar var diyesi gelir Sessiz bir şarkı gözlerde Güneşi cümlelerimde uyu diye Bulutlar sayıyor beni nasılsa Kuşlar ile Mavi bir gölge arkasında beni sayıklıyor Dertlerini közde bir düğme arkası Saatler sonrası bir harf dökerken hasretinin kumsallarına Mizanlarda bir cürüm yakılır nazarlarda Ne de olsa kundaklanmış ölümler içindir herşey bu topraklarda Çünkü başımdaki yazgıyla Işıklar ötesinde bir ışık B/oyalıyor kendini bende Uçurum dehlizlerinde kasık bir deprem şarabında bir ahiret için suskun bir böceği S’aklı bırakmak neye mecal verir ki dünyaya Aşk olsun Bir hayıra sözlü bir deliyi Kalbimden vuruyorken Gömleği huyuna serpilmişken Yasak bir sancıyı aynı yöne bakış atarken Uyan diye kalbimin ziyâfında Bir dile ağrıyan aynalarımı Sana silûeti kalmışken bir baharla Gezgin imgeler... |