Soğuk
....... SOĞUK.....1987 Ocak Erzurum
Eksi bilmem kaç derecede O soğuk ve karanlık gecede Şehrin mermer yüzünden Göz yaşlarım süzülürdü Gecenin acımasız koynuna Vebali, kara yazanların boynuna Uğursuz eller fütursuzca Başından belli olan sonu Taa alnımın çatına yazardı Bacasından hüzün tüten evlerin Solgun perdelerinden Sarı titrek ışıklar sızardı Başka suçlu yokmuş gibi Ben soğuğa kızardım Soğuk da bana kızardı Saçaklardan sarkan buz kamaları Ayazda parıldayan hançer gibi Hasretinle yanan bağrıma batardı O soguk ve karanlık gecede Bir de gözlerini süzüp baktığında Kalbim, yerinden çıkacak gibi atardı Benim"Öksüz çocuk" hallerime Sokak lambaları bile üzülürken Payıma düşen hüzünden Kalan sevgi kırıntıları da ölürdü Son cümlede, son hecede O soğuk ve karanlık gecede Zehir zemberek sözünden Kalanlar kalbime gömülürdü Aşkımızla dalga geçer gibi Acı ve ürpertici çığlıkları ile Karanlığı yırtarcasına Gamlı gamlı baykuşlar öterdi Lapa lapa yağan kar Bebek kadar masum Ana sütüden temiz aşkımızı Tıpkı bir ayıbı saklar gibi örterdi Oysa sımsıcak bakışından Tenimi okşayan nefesinden Şevkat damlayan gözünden Her gece yıldızlar dökülürdü Ellerimi sımsıkı tutunca Korkmazdım zehmerinin kışından Yağmurundan, yaşından İçimi ısıtan mahcup bakışından Hele de o muhnis sesinden Gökselin kalbi yerinden sökülürdü Lodosla eriyen kar misali Kollarımdan sıyrıldı birden Belki gururdan, belki kibirden "Dur gitme" diyemedim Nasıl gidilir böyle severken Eksi bilmem kaç derecede O soğuk ve karanlık gecede Avuçları kor ateşti Göz bebekleri titrerken Artık ne gecenin karanlığı Ne soğuk kaldı donduran Ne de bitmez denen o kara kışlar Sadece alevden busesini konduran Yanağımda sıcaklığı kaldı giderken Hasret akarken damarlarımdan O hüzünlü hali çıkmıyor aklımdan Keşkelerin donduğu son gecede Boğazımda düğümlenen Bir türlü diyemediğim O umutsuz yakarışlar Sızıyordu göz pınarlarımdan Artık ne içimi ısıtan o bakışlar Ne zehmeriler, kara kışlar Ne de soğuk kaldı donduran... |