SENİ SEVİYORUM
Yağmurların yağışını,
Dökülüşünü damlaların gökyüzünden. Özgürlüğü anımsatan gözlerinde, Bir sınırın bitişini, Yeni bir hayatın başlangıcını izler gibi. Göz bebeklerinin çerçevesinde hapsolmuşluğumu, Kopuşunu ekvatorun aydınlanma çemberinde, Her şeyi tuzla buza çeviren bakışlarını, İradesizliğimi sana karşı, Lütuf biliyorum... Oturmuş gruba karşı Sana karşı koyamamışlığımı seyrediyorum... Verdiğin şey acı mı, zevk mi birbirinden ayıramıyorum. ’Kahrın da hoş senin, lütfun da’ hoş der gibi, seviyorum... Seyre dalıyorum alemleri gözbebeklerinde.. Gözlerin bir volkan, Bir yanardağ etkisi gözlerin.. Gözlerinin renkleriyle tonlanmış bir gezegeni, Bir uydunun yörüngeden çıkışını, Doğanın tüm oluşlarını, Tüm gel git olaylarını, Ve dahi toprağın ayağımın altından kayışını, Gözlerinle ilişkilendiriyorum. Hayata dair olan biten ne varsa seninle seviyorum... Nasıl oluyor da iznim olmadan böyle büyüyebiliyorsun içimde. Ömrü çoktan bitmiş bir yıldızın. Büyüyüp, büyüyüp, Kendini, kendinde yok edişini izliyorum Seninle sevişirken ... Yok oluşuma dalıyorum gözlerinde Şimdi çağırsan beni, Sanki kıyametler kopacak. Zaman kendini inkar edecek. Ve asırlardır sende kalmışım gibi, Varlığımı misafir edecek bakışların. Yorgun bir saati misafir eder gibi. Aynı yönde, bir gidip, bir geri dönecek zaman sanki. Akrebi koynuna almış yelkovan gibi. İşte öyle Allahsız seviyorum seni... Gördüğüm her canlıyı seninle ilişkilendirir gibi seviyorum seni. Bazen bir elma ağacına benziyor gövden. Kırılgan. Bazen sağlam, demir gibi. Dünyaya sonradan dikilmiş . Peşinden bin ayet gönderilmiş gibi.. Yapma! derken dünya alem. Bütün hücrem, Bütün atom altı varlıklar düşman kesilse de. Yasak meyvelerinin tadıyla dolduruyorum içimi. Bir kızıl elma. Tüm varlığımı inkar ettiren. Aklımı başımdan alan. Mis kokulu bir elma gibi... Günahların en büyüğünde kutsuyorsun tenimi. Oysa Tanrı bile reddetmişti bizi Yalnız bırakılmıştı Havva ile Adem’i Sanki aşk denilen o ateşi kendi yakmamış gibi. Herkesi ne kadar da yalnız bırakmıştı. Her şey kendisine tapsındı. Hayatı böyle kurgulamıştı... Tanrı bizi kandırdı. Aşk denilen o büyüyü başımıza musallat edip, Tanrı bizi aldattı. Tanrı; seni de, beni de ateşiyle yaktı. Tanrı bizi kandırdı... Tanrı bize yol göstereceğine Tanrı bizi bu amâk-ı hayalin içinde yalnız bıraktı.... Özlem SABA www.ozlemsaba.com |