Yasemin tılsımlı*
Kibrit çöpünde nasibim var
Aşka gelen gönlü yakacak diye Gözlerim çiçeği görmüyor artık Yaza kurumuş bir samandır diye Yoldan uzakken dilekleri özümün Sana ağrıyan balda yutkunurken Güneşe borçluyum rızkımdan saklıyken Sezgin bir ışık sözlerinde Karanlık bir yalvarıştır diye Tuzakta bir yakarışa elveda ederken Mizanda bülbülü güldürmek için Güle ne hacet sevilerde seyre dalınmak Uçurum gibi bir ağıt gönlünde Bir mezara ağlamak yasakken Firari bir köhnemeye üryan Saatli bir vâkur huylusu İçimin kanatlarında yükselmiş Haritası kül eylerken kendimi Sızıyan buselerde erişmiş bir yoksunluk Bulur beni Sırdan utanmış bir sessizlik çaresizliği Örselenmiş bir sabırdan Hırpalanmış ağyârında şuurumun kıblesi neresidir bilinmez diye Yalnızlık cevazında Hangi mevsime aşinayım Mum zannedilmiş ki bir şarkıyla yanacak Kalbimin buse dokunmuş yüzlerine* Af edilmiş bir köşe arıyorum kendime Hıçkırıklara selasındayken yarınların Masum bir şerit nasihatinde Gıptayken dillerde zamanın Gönlü yanık bir selam vurulmuş kördüğüm sılasına Velhasıl kumlar vurunca gecelerime İlhamı yine çocukluğu olur düşlerimin Harflerde bir varoluş girdaplarda Aşkın annesine bir yüktür yakıtlarım Bağrında bir güle sanattır Rüyalarda dövün diye bir aydınlıkla boğuşurken Gezgin imgeler... |