BOŞLUKTAKİ BOŞLUKLAR
Ben ellerini tuttum,
Ellerimi tuttu sanırken, İçindeki boşluğa düşmüş, anlamsızca yuvarlanıyordum... Ve şu göğsümün ortasında saplı duran Özlem’in kim ve kime olduğunu bilmesem, Neredeyse kurşun yedim sanacaktım... Oysa hayat boşluk götürmüyordu ve kalbimize sığdıramadığımız her şey, burada kalıyordu... Sevgisizlikten tüyleri didik didik edilmiş alıcı kuşların, Derinlerine sirayet eden, tenlerindeki o koca, o koskoca delikler, Kalplerinde açtığı kocaman boşluklar ne ile ve ne şekilde kapanacaktı?! Kimse bunu bilmiyordu! Kimsenin buna verebilecek bir cevabı yoktu. Çünkü gerçek manada sevmeye kimsenin gücü yetmiyordu. Kimse bunu göze alamıyordu. İçlerindeki kocaman boşluklarla, daha da, daha da derinlere gömülüyorlardı. Haberleri yoktu! İnsanlar boşlukta, boşluklarıyla birlikte gözlerimin önünden teker teker kayboluyordu... Ve ben hayatımda fark ettiğim her boşluğu bir ayin eşliğinde sonsuzluğu uğurluyordum... Hoşça kalın boşluklarında kendimi bulduğum, Kendimi sevmeyi, Her boşluğumu aşkla doldurmayı, Sarmayı öğreten sevdalarım, Hoş çakalın..! Hoş çakalın..! Hoş çakalın..! Diyerek, varlığı selamlıyordum... Özlem SABA www.ozlemsaba.com |