129. ÖMÜR TÖRPÜSÜŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Müfte’ilün / Fâilün / Müfte’ilün / Fâilün
( - . . - ) ( - . - ) ( - . . - ) ( - . - ) BU YAZI BİR PAYLAŞIMDIR Dünya edebiyatlarında gül ile bülbül hemen hemen daima birlikte anılmış, bilhassa Doğu edebiyatlarında bu konuda sayısız alegorik eserler üretilmiştir. Hangi Doğu şiirini okusanız gülün hemen yanı başında bir bülbüle, bülbülün olduğu mekânda bir güle rastlarsınız. Bu yüzden biz bülbülsüz bir gül şiiri yazılmış olduğunu sanmıyoruz. Bütün o şiirlerde bülbülün en belirgin vasfı ise sabırsızlığı, derbederliği, pır pır uçuşu, o daldan bu dala konması, gülün çevresinde dur durak bilmeden hareket etmesidir. Fuzuli’ye göre "Derde yok sabrı onun her lahza bin feryadı var (Hiçbir kapıda durmaz, her dakika bir başka feryad içinde)"dir. Muini’ye göre ise Her nalede bir nahl-i güle kondu safadan Her nağmede tebdil-i makam eyledi bülbül Her çığlığında coşkuyla bir başka gül fidanına konan, her nağmesinde bir başka makama geçen bir bülbülün tasviridir bu. Peki, bülbülün bu aceleci tavrı, bu çığlık çığlığa binlerce makam dolaşması, her nağmeden ve her daldan ayrı ses vermesi nedendir? Gönlünde sönmeyen aşk ateşiyle bağ ehlini uyutmaması, canından bezdirmesi, sabırsızlığı ve yaygaracılığı ile eleştirilere uğramayı hak etmekte midir? Güllerin açtığı mevsimde gül bahçesinde yuva kurup sonraki zamanlarda çekip gitmesi bir yana, gece gündüz gülşenin sakinlerini mest etmesi, onları işten güçten alıkoymasına ne denilebilir? Ya o sadık âşık edasıyla bin bir sıkıntılara katlanıp bağrını kanatan dikenlere aldırmayışı? Sevgili edindiği güle ulaşma adına binlerce dikene sabır göstermeye mecbur kalışı ve bu yüzden ağlayıp inlemesi? Ve her seher bülbülün açılışını görmek üzere geceler boyunca uykusuz kalması? Bütün bunlar nedendir?!.. El-cevap: Bülbül görünüşte güle âşık olmakla birlikte hakikatte onun manasına vurgundur. Çünkü Bizim Yunus’un ifadesiyle "Gül Muhammed teridir". Çünkü Kainatın Efendisi, Mi’rac’ta sıkıntıdan terlediği sırada yanağından dökülen bir damla terdir ki güle koku vermiştir. İbrahim peygamberin Nemrud tarafından ateşe atıldığı sırada yanında beliren bülbül hatırına alevin korlarından yaratıldığı halde Mi’rac’a kadar koku taşımayan gül, ta o vakit Muhammed kokusuyla kokulanmıştır. Bülbül, o gün bu gündür, daldan dala koşar şarkı söylerken sanki güle şunları söylemektedir: "- Sen Rasul’ün yakınlığına sahip olduğun için ben senin çevrendeyim. Hakikatte ben sana değil, Sevgili’nin manasına âşıkım. Bütün çiçeklerin hepsinden güzel kokman işte bu mânâdandır ve ben de sendeki o kokuyu derleyip toplamak üzere daldan dala çırpınıp durmakta, koşup yorulmaktayım. Değil mi ki bahar kısa, senin de ömrün az, elimi çabuk tutmam lazım!.." www.bilgipasaji.com/forum/edebiyat-amp-sanat-264/163192-bulbulun-sarkisi-iskender-pala.html SAYGILARIMLA; KADİR ÇETİN Bülbüle sor gül nedir der ki yürek yangını Gül dedi bülbül adım kapladı aşk her yanı Her nere baksam senin ol cemalin kaplamış Bülbüle vurgun ya gül ah dikenin saplamış Kanlara bakmaz o bülbül güle vurgun imiş Sevgi dikenler daim sevgidedir can demiş Dinle ki bülbül şakır dilde o gül türküsü İşte o gül söyletir, aşk ki ömür törpüsü!.. Kadir Çetin 14.10.08 Nazilli |
Gül ile bülbül olur da hoş olmaz mı?...
Velev ki; sonunda ölüm dahi olsa...
Ruhuna afiyet ola...
Muhabbetle...