Bir delinin duvarıBunca zaman bu telaşlarda koşuşturup durdum Aklımı yitirdim insanlığım için Sizi zincirlerle kadere bağlayan hayat Benim gömleğimin yakasına örümcek ağları tutuşturur Benim dallarımı sallayan rüzgarlar Bahçemde toprağımı ıslatan yağmurlar size boran Sizin yüzünüze çiğ yağsa sel olur Benim bahçemi fırtına vursa Gözlerimden belki bir nem uçurur Bunca zaman duvarlara kazırım bu acıları Ektiğim güllerin dikenlerinde sallanır durur boynum Belki yorulurum belki ilk durukda Sevdalı yemyeşil bir bahara can evimden vurulurum Benim gözüm de umutlu bir çoçugun elleri var Sizin yüzünüz de satılmış bir orman bir gül kadar Benim gözlerim çiçek çiçek Keşfedilmemiş bir deniz Sizin yüzünüz feth edilmiş bir ülkeden geriye kalan Sizin yüzünüze tutki yağmur yağsa taşkın olur Benim bahçemi kara kış vursa Belki eteğimden toz uçurur Hangi acılar dirilse ben doğururum Kimi öldürse aşıklar benim içime gömülür Acılar neredeyse kaybolmuş yüreğim orada bulunur Benim ellerim yalın ayak yürür bu sokakları Gözlerimden okunur sevdalıların ayrılık mektupları Kuşlar olmayacak yerlere göç ederler Kuşlar ölüp ölüp dirilir içimde Olmayacak yerlerde yuvalanır insanlıgım Yıldızsız bir gökyüzüne dilek tutarlar benim içim de İşte böyle bir akşam oturup gögü sayarsın Direkler çekilir meydanlar kurulur Müjgan gider çoçuklar ve atlar vurulur. |