SOR EDE
Vekil beyin makamına varınca
Kasketini avucunda dürüver. Destur alıp odasına girince Adettendir Hakk selamı veriver. Vekilim demeden önce "sayın " de! Ismarlama geldim köyden sayın de! Biz aç kaldık siz de gayrı doyun de! Derdimizi orta yere seriver. Usülünce kaldır çengel kaşını Usuldan gediğe oturt taşını. Bam teline vur ki sözün haşını Hökümettir! ince ince yeriver. Uzun uzun lâfın özü yorunca Dimağında gezer topal karınca. Bir de peltek dilin sarpa sarınca Bodoslama sağı solu karıver. Zamlar yıktı ahâlinin başını Kim sökecek enflasyonun dişini. Biz olmazsak boz toprağın döşünü Kim yaracak vekil beye soruver De ki! köyde geçimimiz kalmadı Ekip biçtik kadir kıymet bulmadı. Seçim bitti gelen giden olmadı Köylü der ki! oyumuzu geriver. İçme ,kalsın! zehir zıkkım çayından Kâhırlı bir off çek ,payla! hayından N’olur bahset, şu fukara köyünden De ki! yaramızı beyim! sarıver . Kırık kolun yen içinde kalmasın Hamiline yâkinine salmasın. Ezik durma naçarlığın bilmesin Elif gibi dimdik vâkar duruver. Zembelekten atsın, tutma dil ede Fren yapma baş aşağı sal ede. Anlamazsa al davulu çal ede Sağır sultan duysun bey de vuruver. |
ve buruk gülümseyle okutturan
acımtırak, bir o kadar da leziz bir şiirdi.
Üstâdın kavî kalemine, duyarlı yüreğine selâm olsun...