Yine Eylül
bak bir üylül daha bitiyor
ve sen hala yoksun yüreğim sisler içinde sabahların serinliği üşütüyor artık ben seni eylüle benzetirdim tepeden tırnağa hüzün dilimde düğüm düğüm sen yaprak hışırtısı belki iki dünya arasında belki de arafta seni beklemekle geçiyor ömrüm bu kente sonbahar erken gelir bir saklambaç oyunu başlar bazen siyah bazen gri bulutlar örter güneşi sen burdadan gideli yine gözlerim eylül kadar sarardı sanırım yaprak döküyorum hissiz bir zaman diliminde sızılarımı kışa sakladım bir daha sancısını hissetmek için trajedisidir sanırım eylüllerin özlem, hüzün ve ayrılıkların ortak mevsimi omuz verdim mavilikler içindeki yalnızlığıma dünden kalan bıkmamış ve usanmamış söylenmemiş sözlerin hikayesi bilinmez bir şafağın orta yerinden hangi zamandan geldiğimizi soran olmadı ne tarikatına kabul eden Aziz ne kulluğuna Tanrı ne de sabrına sığındığımız Eyüp anladı bizi... 25 Eylül 2024 |
Onca nidâlara kulağın yoksa
Bismillâhi ile bileği’n yoksa
Kör bıçakla hulle biçemezsin ki!
Güzel şiir. Tebrikler üstadım