İşte Gidiyorum
İşte gidiyorum
İşte gidiyorum Bir sonbahar akşamı Ve de doğduğum ayda Sizinle helalleşip öyle gidiyorum Deli rüzgarların yelken açtığı Hüznün sarıya boyandığı zaman Tıpkı ben gibi yalnız Hayat gibi acımasız Bırakıp da gidiyorum sorgusuz, sualsiz Bu kentle vedalaşıyorum Rüya gibi, ömür gibi Tanımadan zamanı Kim bilir belki kelebekten daha kısa Mavi gökyüzünde bir yıldız Bir şimşek çaksa Gökyüzü kinini kussa Bir de ruhuma işlemiş gibi hayat başa sarsa Tıpkı ben gibi dilsiz Bir kuyu gibi dipsiz Ülkesiz ve kimliksiz Dün dostum diyenler Bugün arkamdan diş bileyenlerimmiş Puşt zulasında fermanımız varmış meğer Ne elimizden tutanımız oldu Ne de kapı eşiğinde bekleyenimiz Hüzün mevsiminde kıyameti yaşar oldum İçimdeki karanlığa isyan ederek Tıpkı ben gibi yalnız arafta Medet umar oldum düşen yaprakta Bir gül gibi düşmüş toprakta İşte bu yüzden gidiyorum... 11. Eylül 2024 |