EYLÜL YAĞMURLARIBuralar da Eylül yağmurları başladı yine Ve anladım ki Bu yağmur bulutları senin iki kirpik arasından göç etmiş buralara Şimdi anladım ben Bu yağmurlar niye bu şehri ayrı bir güzel yıkıyor Demek ki Beni koyverip gittin hasretini bir yağmur damlasına emanet ederek Gözlerinin hatırına ondandır böyle usul usul yağması Şimdi bu hasrete şu yüreğim Yagmurun cilvesine muhtaç bir orman yangını , orman yangını gibi Oy benim Ömrümü bir ekmek buğusu gibi Yokluğunu ikiye bölen yol ayrımım Şu özlemin Şu körolası özlemin yokmu Masada çay soğuk İçimin sesi suskun Mevsimler soğuk kendine Ve mevsimler bile buralarda benle birlikte üşür seni düşündükçe Bir Eylül yağmuru bile derman olmaz odamın kireç kokan duvarlarına Bazen diyorum Küçük bir yağmur damlası Nasıl olurda kor kızıla boyar tenimi Hani hani O öpmeye kıyamadığım dudağının rengi gibi Aklım da yine Hoyrat bir türkü tadında saçlarına iliştirilmiş Yangın bir rüzgar var Gel gör ki beni bir türlü b/aşk’a sevmedin gitti Oy benim Sabahlarımın durgun sesi Gel uslandıralım artık yağmur sularını gözlerimiz de Bir sarabilseydin yüreğini yüreğime Yaban kokusu Eylül gelmiş Seni sevdikten sonra hüzün Eylüle yakışırmış Derim ki Sen benim oldun ya Mevsimlerin ayların günlerin yolların ne haddine Dilerim Hiç bahar görmemiş turnalar benden haber getirsinler pencerene İki damla yaş düşünce avuçlarına seni delice bekliyor diye Ayhanca Cümleler Ayhan Akdeniz |