Eylül Akşamları
Ah bir bilsen!
Bu Eylül akşamlarını... Serin oluyor, ılık ılık esiyor... Vakit ilerledikçe, insanın içini üşütüyor! O, esna da, bir bilsen neleri döküyor insanın ömründen! Derdi yaprak yaprak... Hüznü sağnak sağnak... Vedaları, ayrılıkları ve her şeyi... Ağır, ağır döküyor! Kirik ve aksak.. Ah bu Eylül akşamları... Rüzgarı haylaz ve yaramaz bir çocuk gibi... Savururken ansızın saçlarını! Eski bir şarkıyı hatırlatır... Bildigin tüm ezgiler! Aşka davet gibi, Kuşların cıvıl cıvıl ötüşü... İnsanı alıp götürür... Gözler hep uzaklara bakar... Derdi, tasayı kafaya takar... Estikçe eser... Teni üşütür... Canı yakar... İnce bir sızı bırakır için de... Yürekte aşk yarası... Kafada gelecek kaygısı... Endişe ise düşünce, ve his karası... Ah bu Eylül Akşamları... Sevmekle ölmek arası... Dinçer Dayı |