YAPTI YAPACAĞINI İŞTE YARALI EYLÜL...Sızımı al yetmedi: S/azını da al eline Kapışan yerin göğün hüznüne ekle yalnızlığı Sitemin b/ağrında değil hüznün yakasında Asılıyım Salınan bir salıncak dediğine ki, ey hafız? İçim buz kesti dışımı ise hiç sorma G/örgülü bir faniyim ta ezelden: Hani, denir ya… Şahsına münhasır Ne zaman kıymık batsa elime soluğu Annemin yanında aldığım Ya, şimdi? Kıyamet koptu kopacak ve her yerim yaralı Şiirlerse alabildiğine yamalı Teessüf ederken evrene Tevazu yüklü iken gök kubbe Ve işte nihayetinde menteşeleri söküldü yüreğimin Kanlı bir ölüm dilemiyorum kendime: Karınca kararınca çekip gitmek Vakti erken olsa bile İçimden gelmiyor artık yaşamak… Yasın hükümranlığında narin çiçekler solarken Yaşın aktığı toprağın dibine Açmayı erteliyor artık tüm çiçekler Seyrindeyim iç âlemimin Sefasını süremediğim mi ömrün? Kayıtsız koşulsuz sevebilirken Ve işte sürgit yağıyor hüzün Münzevi idi dünüm Ve çekincelerim ile örtülü üstüm Delişmen de değil artık iç sesim Alabildiğine durgun ara sıra pervasız, Yukarıdansa sızan deli kanı ölgün bulutların İhbara durduğu nem yüklü nidaları Sürgün edildiğimiz coğrafya ve ölen insanlık Gün doğsa bile doğmayacak nice çelimsiz çocuk Sırtını da sıvazlamayacak artık melekler Onlar bile çoktan göç edip gittiler Muhtırası verilmiş bir kere ölümün Soğuk kubbeler sıcak değil artık mevsim Kanamalı imgeler başkaldırırken Deva’ mı arıyorum Biliyorum da devamı gelmeyecek pek çok şeyin Giden çoktan gitti Kalan sağlarsa artık değil bizim Zaten biz olmaktan men edildik Senli benli duygulara çoktan yenildik Bir temenni ne ki? Ya da eksik olan tebessüm? Hurafeler gerçek oldu ve işte kıtladığımız Hem zamansız bir ölüm hem büyüyen hüzün Bir mantalite ise yaşam Bir mantık hatasına mazhar olan… Bir güruh iken karanlıkta toplanan Sahip çıkmak ne ki birbirine? Çoktan birbirinin düşmanı katili olmuş insanlık O kırık mendireği Kapının eşiğinde saklı iken nefreti ve kini Barındıranlara sözüm İki gözüm de değil artık sevdiklerim Ta içimde gözümün de ferinde Kutsanmış acıların bitiminde Yeniden başlıyor işte yolculuk Yâdındayım halen dünün Yandığım günbegün Ölgün bir gün ve de dalı kırık çiçekler Yatsıya kalan vecizeler Yanmak ne ki? Ötesini berisini toplayıp da çekip gittiler Geri dönüşü yok artık Çoğu şeyin çoğu insanın Mealinde saklı ne varsa kaderin Lakin bu sefer vakit Erkenden geldi Göğsümdeki yara Yandığım kadar da büyüyen yama Emre amadeyim bilfiil Endamına yenik düştüğüm şu mevsim Yaptı yapacağını işte yaralı Eylül… |
Yüreğine sağlık.
Daha güzel ve kalıcı şiirler dileğimle,
Selamlar sevgiler.