1
Yorum
17
Beğeni
5,0
Puan
375
Okunma
Yaz sen karasından geceyi ,günü
Bildiğin, bilmediğin vakit
Bir kundak koyduk mezara, ağlaşmadık ak öğlende
Ellerimiz toprakla kan kardeş mi
Tartışması ikindinin felsefi boyutu
Güneş senin adın değil
Çığlık rengini işitip ,demediğin
Kızıldan sayılır her karanlık biraz
Seni tanıyamayım
Daha uzağa, farklı kılığa
Üzgün değilim, ışığını soyunup şimşekler giyen gök
Sen çok yakarının nasırlı katı
Ben de karalayamazdım zaten ,
Yüzüm yağmursuz kara
Bereketinden emzirdiğin başakların beyaz öykülerini
Bir oturmasız tabure aramıza,
yok yatıya kalacak gülümseme
Sistemik tökez çatlayanların ahı
Gözlerinin kuyularını da kaçır gözlerimden
Dinlerim, bilirim de
Şiir gibi yazılır göğsünden aklıma
Çıkamaz duvarını kendi taşından ören
Gecelerin sözel yarınına
Gölgelerimiz biz olunca ağır, yavaş, hızlı
Çapraz sorguları severiz aslına
Bir çınarın deliliği gibi parkta
Bir uçurtmayı evlat edinmekte öyle
Sen haberciyi rüyanda gördüğünden beri
Daha bi tanrı tadında doğurulanlar, iddialar
Bir olanın evrenine ömür ne ki
Kanatlı, boynuzlu atın olabilirdim mesela ,
Sen ay giysili tanrıça
Antik yunana yaşasak
Olmasın, olmasın kuzgunlar çatılara geveze bilge
Kemik evi lahitler şarkılarını söylesin
Sabaha dek tiz
Parmakların basamaklarında
Sen de yaz okumam
Bir alevli kuzeyin dudağına üşüyormuş gibi su
Gecedir olan sahipsiz
Kördür dokunulan cümle yapı
Anlatır, yorumlarız biz aramızda
Susan birinin tabutunu pastel renklerimizle
Nasıl cennete boyadığımızı
Şimdi
5.0
100% (5)